قَالُٓوا اِنَّـمَٓا اَنْتَ مِنَ الْمُسَحَّر۪ينَۚ
قَالُٓوا اِنَّـمَٓا اَنْتَ مِنَ الْمُسَحَّر۪ينَۚ
Fiil cümlesidir. قَالُٓوا damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
Mekulü’l-kavli اَنْتَ مِنَ الْمُسَحَّر۪ينَ ‘dir. قَالُٓوا fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
اِنَّـمَٓا kâffe ve mekfufedir. Kâffe; men eden, alıkoyan anlamında olup buradaki ma-i kâffeden kasıt ise اِنَّ harfinden sonra gelen ve onun amel etmesine mani olan مَا demektir.
اِنَّـمَٓا , kâffe (durduran, engelleyen anlamında ism-i faildir) ve mekfûfe’dir. Usul ve beyan alimlerinin Cumhuruna göre kâffe olan مَٓا harfi, اِنَّ ile birlikte nafiye olur ve bu da hasr için kullanılma sebebidir. Çünkü اِنَّ ispat, مَٓا nefy içindir. Bu ikisinin tek bir şey için kullanılması caiz değildir, çünkü aralarında tenakuz vardır. https://www.Arapçadilbilgisi.com/
Cumhura göre إنما hasr ifade eder ve maksûrun aleyh cümlenin sonunda bulunur. https://islamansiklopedisi.org
Munfasıl zamir اَنْتَ mübteda olarak mahallen merfûdur. مِنَ الْمُسَحَّر۪ينَ car mecruru mübtedanın mahzuf haberine mütealliktir.
الْمُسَحَّر۪ينَ kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan tef’il babının ism-i mef’ûlüdür.قَالُٓوا اِنَّـمَٓا اَنْتَ مِنَ الْمُسَحَّر۪ينَۚ
Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi, şibh-i kemâl-i ittisâldir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
قَالَ fiilinin mekulü’l-kavli olan اِنَّـمَٓا اَنْتَ مِنَ الْمُسَحَّر۪ينَ cümlesi, kasr edatıyla tekid edilmiş isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. Car mecrur مِنَ الْمُسَحَّر۪ينَۚ ‘nin mütallakı olan haber mahzuftur.
Kasr, cümleyi iki kat tekid etmiştir. اَنْتَ maksûr/mevsûf, car mecrur maksûrun aleyh/sıfat olmak üzere, kasr-ı mevsûf ale’s sıfattır.
اِنَّـمَٓا , kâffe (durduran, engelleyen anlamında ism-i faildir) ve mekfûfe’dir. Usul ve beyan alimlerinin Cumhuruna göre kâffe olan مَٓا harfi, اِنَّـ birlikte nafiye olur ve bu da hasr için kullanılma sebebidir. Çünkü inne ispat, مَٓا nefy içindir. Bu ikisinin tek bir şey için kullanılması caiz değildir, çünkü aralarında tenakuz vardır. https://www.Arapçadilbilgisi.com/
Cumhura göre إنما hasr ifade eder ve maksûrun aleyh cümlenin sonunda bulunur. https://islamansiklopedisi.org
تفعيل babının ism-i mef’ûl kalıbında olan مُسَحَّر۪ينَ , bu babın kattığı kesret anlamıyla mübalağa ifade etmiştir.
Allah Teâlâ, bu kıssaları Hz. Muhammed (sav) 'i teselli etmek ve onun kalbinden hüznü silmek için indirmiştir.
Bu ayette kafirler Salih'e (as) hitap etmektedirler. Salih (as) tabii ki sihirlenmiş olduğunu inkâr etmektedir. Ama onlar sanki Salih’in (as)’ın sihirlenmiş olduğunu düşünerek, aklederek değil şuursuzca konuştuğu apaçık bir şeymiş gibi davranarak sözlerini اِنَّـمَٓا kasr edatıyla söylemişlerdir. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
إنٌَما أنْتَ مِنَ المُسَخَّرين [Sen ancak iyice büyülenmişlerden birisin] cümlesinde mübalağa sanatı vardır. Zira مُسَحَّر۪ kelimesi, المَسْحر kelimesinin mübalağa ifade eden kipidir. (Safvetü’t Tefasir)
مُسَخَّر , mide sahibi demektir. Her yiyen canlı da مُسَخَّر ‘dır. Sahr, karnın üstüne denir. Ferra ise içi boş olan karnı bulunan her şeye مُسَخَّر denir demiştir. O kâfirler bu sözleriyle, "Sen de yiyip içiyorsun, sen de bir insansın" demek istemişlerdir. (Fahreddin er-Râzî)