وَاَنَّهُمْ يَقُولُونَ مَا لَا يَفْعَلُونَۙ
وَاَنَّهُمْ يَقُولُونَ مَا لَا يَفْعَلُونَۙ
أَنَّ ve masdar-ı müevvel atıf harfi وَ ‘la ilk masdar-ı müevvele matuftur.
أَنَّ masdar harfidir. İsim cümlesine dahil olur. İsmini nasb haberini ref yapar, cümleye masdar anlamı verir. هُمْ muttasıl zamiri اَنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.
يَقُولُونَ fiili اَنَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur.
يَقُولُون fiili نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur. Müşterek ism-i mevsûl مَا mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. İsm-i mevsûlun sılası لَا يَفْعَلُونَ ‘dir. Îrabdan mahalli yoktur.
لَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.
يَفْعَلُونَ fiili نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.وَاَنَّهُمْ يَقُولُونَ مَا لَا يَفْعَلُونَۙ
Masdar ve tekid harfi اَنَّ ve akabindeki هُمْ يَقُولُونَ مَا لَا يَفْعَلُونَ cümlesi, masdar tevilindedir. Masdar-ı müevvel, önceki ayetteki masdar-ı müevvele matuftur. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.
Sübut ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.
اَنَّ ’nin haberi olan يَقُولُونَ cümlesinin muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelam formunda gelmesi, hükmü takviye ve teceddüt (yenilenme, zaman zaman tekrarlanma) ifade eder.
Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Mef’ûl konumundaki müşterek ism-i mevsûl مَٓا ‘nın sılası olan لَا يَفْعَلُونَ cümlesi, menfi muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.