Şuarâ Sûresi 93. Ayet

مِنْ دُونِ اللّٰهِۜ هَلْ يَنْصُرُونَكُمْ اَوْ يَنْتَصِرُونَۜ  ...

Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, “Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?” denilecek.  (91 - 93. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 مِنْ
2 دُونِ başkası د و ن
3 اللَّهِ Allah’tan
4 هَلْ -mı?
5 يَنْصُرُونَكُمْ size yardım ediyorlar- ن ص ر
6 أَوْ yahut
7 يَنْتَصِرُونَ kendilerine yardımları dokunuyor (mu?) ن ص ر
 

مِنْ دُونِ اللّٰهِۜ هَلْ يَنْصُرُونَكُمْ اَوْ يَنْتَصِرُونَۜ

 

 

مِنْ دُونِ  car mecruru, mukadder aid zamirin mahzuf haline mütealliktir. Aynı zamanda muzâftır.  اللّٰهِ  lafza-i celâli muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.  

هَلْ  istifhâm harfidir. Muzari fiile dahil olursa manayı istikbale çevirir. Ancak muzari fiil istikbal ifade ediyorsa bu fiile dahil olmaz.   

يَنْصُرُونَ  fiili  نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir  كُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. 

يَنْتَصِرُونَ  atıf harfi  اَوْ  ile  يَنْصُرُونَ ‘ye matuftur. Türkçedeki karşılığı “veya, yahut, yoksa” olan bu edat, iki unsur arasında (matuf-matufun aleyh) tahyir yani tercih (iki şeyden birini seçme) söz konusu olması durumlarında kullanılır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

يَنْتَصِرُونَ  sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil iftiâl babındadır. Sülâsîsi نصر ’dır.

İftiâl babı fiile mutavaat (dönüşlülük), ittihaz (edinmek, bir şeyi kendisi için yapmak), müşareket (ortaklık), izhar (göstermek), ihtiyar (seçmek), talep ve çaba göstermek manaları katar. İfteale kalıbı hem soyut hem somut anlamlı fiiller için kullanılır.

 

مِنْ دُونِ اللّٰهِۜ 

 

Fasılla gelen ayette îcâz-ı hazif sanatı vardır. Car mecrur   مِنْ دُونِ اللّٰهِ , mahzuf hale mütealliktir. Cümlenin takdiri  تعبدونه كائنًا من دون الله  (Siz ona Allah'tan başka bir varlık olarak tapıyorsunuz.) şeklinde olabilir.

Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde  اللّٰهِ  isminin zikredilmesi tecrîd sanatıdır. 

 مِنْ دُونِ اللّٰهِ  izafeti, gayrının tahkiri içindir.

مِنْ دُونِ اللّٰهِ  tabirinin, ‘Allah'tan gayrı ve Allah'la beraber olmak’ üzere iki manası vardır. (Medine Balcı, Dergâhü’l Kur’an, c. 8, s. 723)


هَلْ يَنْصُرُونَكُمْ اَوْ يَنْتَصِرُونَۜ

 

Beyânî istînâf olarak fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. İstifham üslubunda talebî inşâî isnaddır.

Cümle istifham üslubunda gelmiş olsa da soru kastı taşımayıp azarlama, kınama anlamında geldiği için lüzumiyet alakasıyla mecaz-ı mürsel mürekkebdir. Ayrıca istifhamda tecâhül-i ârif sanatı vardır.

يَنْتَصِرُونَ  cümlesi  اَوْ  atıf harfiyle  هَلْ يَنْصُرُونَكُمْ  cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.

يَنْتَصِرُونَۜ - يَنْصُرُونَكُمْ  kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

Bu sual, tahkir ve iskât kabilinden olduğu için cevabı beklenmemektedir. (Ebüssuûd)