اِنَّهُ مِنْ سُلَيْمٰنَ وَاِنَّهُ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِۙ
اِنَّهُ مِنْ سُلَيْمٰنَ وَاِنَّهُ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِۙ
İsim cümlesidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder. هُ muttasıl zamiri اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.
مِنْ سُلَيْمٰنَ car mecruru mahzuf habere müteallıktır. سُلَيْمٰنَ gayri munsarif olup cer alameti fethadır. Sonundaki elif ve nun ziyadedir.
Gayri munsarif isimler: Kesra (esre) ve tenvini alamayan isimlerdir. Gayri munsarif isimler esre yerine fetha alırlar. Yani bu isimler ref halinde damme, nasb halinde fetha, cer halinde yine fetha alırlar. Gayri munsarif “memnu’un mine’s-sarf ( اَلْمَمْنُوعُ مِنَ الصَّرفِ )” da denir. Arapçada kullanılmakla birlikte Arapça kökenli olmayan alem (özel) isimler (Yer, ülke, kişi adları vb. gibi isimler) de gayri munsariftir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اِنَّهُ atıf harfi وَ ‘la makablindeki اِنَّهُ ‘ye matuftur. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
هُ muttasıl zamiri اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ cümlesi اِنَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur.
بِسْمِ اللّٰهِ car mecruru mahzuf fiile mütealliktir. Takdiri; ابتدائي (Benim başlayışım) şeklindedir. اللّٰهِ lafza-i celâl muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
الرَّحْمٰنِ ve الرَّح۪يمِۙ kelimeleri lafza-i celâlden bedel olup mecrurdur.
الرَّحْمٰنِ ve الرَّح۪يمِۙ kelimeleri, mübalağalı ism-i fail kalıbındandır. Bu kalıp bu vasfın mevsûfta sürekli varlığına, sıfatın, mevsûfun bir parçası gibi ondan ayrılmayan bir özelliği olduğuna işaret eder.
Mübalağalı ism-i fail: Bir varlıkta bir niteliğin aşırı derecede bulunduğunu gösteren, fiilden türeyen, sıfat cinsinden isimlerdir. Mübalağalı ism-i failler Allah için kullanılırsa sıfat, insanlar için kullanılırsa mübalağa ya da lakap olurlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اِنَّهُ مِنْ سُلَيْمٰنَ وَاِنَّهُ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِۙ
Beyânî istînâf olarak fasılla gelen ayetin fasıl sebebi, şibh-i kemâl-i ittisâldir.
Sebe Melikesinin sözlerinin devamı olan ayetin ilk cümlesi اِنَّ ile tekid edilmiş sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. اِنَّ ‘nin haberi mahzuftur. Car mecrur مِنْ سُلَيْمٰنَ bu mahzuf habere müteallıktır. سُلَيْمٰنَ , acemi alem olduğu için cer alameti fethadır.
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve subût ifade ettiğinden bu ve benzeri cümleler, اِنَّ ve isim cümlesi sebebiyle muhkem/sağlam cümlelerdir.
İsim cümleleri, mübteda ve haberden oluşur. Zaman ifade etmez. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Ayetin ikinci cümlesi de اِنَّ ile tekid edilmiş sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ car mecruru, اِنَّ ‘nin haberine mütealliktir. Cümlede haberin mahzuf oluşu îcâz-ı hazif sanatıdır. Haberin takdiri ابتدائي (başlayışım) dır.
Allah Teâlâ’ya ait iki vasıf olan الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ kelimelerinin marife olarak gelmesi bu sıfatların O’nda kemâl derecede olduğunu, aralarında و olmadan gelmesi bu vasıfların her ikisinin birden O’nda mevcudiyetini gösterir. Bu sıfatların ayetin konusuyla olan uyumu teşâbüh-i etrâf, birbiriyle uyumu ise mürâât-ı nazîr sanatıdır.
Lafza-i celâle muzâf olması اسْم kelimesine şan ve şeref kazandırmıştır.
Mübalağa kalıbında olan الرَّح۪يمِۙ - الرَّحْمٰنِ kelimeleri arasında iştikak cinası, reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları, الرَّحْمٰنِ - الرَّح۪يمِۙ - اللّٰهِ kelimeleri arasında ise mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
اِنَّهُ ’nun tekrarında ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
Atıf harfi olan و ‘dan sonra إنَّ edatının tekrar edilmesi matuf ve matufun aleyhin farklı olduğuna işaret eder. Nitekim matufun aleyhten kastedilen mektubun kendisidir. Matufla kastedilen ise, onun manası ve kapsadığı şeydir. (Âşûr)