Sâffât Sûresi 23. Ayet

مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَاهْدُوهُمْ اِلٰى صِرَاطِ الْجَح۪يمِۙ  ...

Allah, meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.  (22 - 24. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 مِنْ
2 دُونِ başka د و ن
3 اللَّهِ Allah’tan
4 فَاهْدُوهُمْ onları götürün ه د ي
5 إِلَىٰ
6 صِرَاطِ yoluna ص ر ط
7 الْجَحِيمِ cehennemin ج ح م
 

“Zalimler”den maksat inkârcılardır. Nitekim Bakara sûresinde de (2/254), “Kâfirler zalimlerin ta kendileridir” buyurulmuştur. “Eş (karı / koca) anlamındaki zevc kelimesinin çoğulu olan ezvâc, “bir kişi veya grupla aynı inancı, eylemi paylaşan, diğerlerine uyan, onların yolundan, peşinden giden” anlamına da gelir. Bu bağlamda ise özellikle putperest önderlerin peşine takılıp onların uydusu olan, onların sapkın inançlarını ve kötü işlerini paylaşan taklitçi kesim için kullanılmıştır; şeytanların kışkırtmasına uyan inkârcıları veya kocalarının yolunu izleyen kadınları ifade ettiği de söylenmiştir (bk. Taberî, XXIII, 46-47; Zemahşerî, III, 299). Kısaca Râzî’nin Vâkıdî’ye atfen belirttiği gibi (XXVI, 132) burada, “zalimler”den maksat, inkârcıların liderleri, “ezvâc”dan maksat da onların buyruğuna girip uydusu olanlardır; bu uydu kesimi, diğerlerinin eşleri de başka insanlar da olabilir. “Allah’ın dışında taptıkları” ifadesiyle inkârcıların, peşine takıldıkları şeytanların kastedildiğini ileri sürenler varsa da burada putperestlerin, tanrısal nitelikler yüklemek suretiyle Allah’a ortak koştukları putlardan söz edildiği yorumu daha mâkul görünmektedir. 

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 527
 

مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَاهْدُوهُمْ اِلٰى صِرَاطِ الْجَح۪يمِۙ

 

مِنْ دُونِ  car mecruru mukadder aid zamirin mahzuf haline mütealliktir.  اللّٰهِ  lafza-i celâli  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. 

فَ  mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasiha harfidir. اهْدُو  fiili  نَ ‘un hazfıyla mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir  هُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. 

اِلٰى صِرَاطِ  car mecruru  اهْدُو  fiiline mütealliktir. الْجَح۪يمِ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.

 

مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَاهْدُوهُمْ اِلٰى صِرَاطِ الْجَح۪يمِۙ

 

Car mecrur  مِنْ دُونِ اللّٰهِ , önceki ayetteki müşterek ism-i mevsûlün mahzuf haline mütealliktir.

Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde  اللّٰهِ  isminin zikredilmesi  tecrîd sanatıdır.

دُونِ اللّٰهِ  izafeti, gayrının tahkiri içindir.

فَاهْدُوهُمْ  cümlesi  فَ  ile  اُحْشُرُوا  cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümle emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.

فَاهْدُوهُمْ اِلٰى صِرَاطِ الْجَح۪يمِۙ  [Onlara cehenneme giden yolu gösterin.] ayetinde alaylı bir üslup vardır. Burada hidayet yani doğru yolu göstermek alay yoluyla kullanılmıştır. Çünkü hidayet, cehenneme değil cennete olur. (SâbûnÎ, Safvetü’t Tefâsir)

Burada da hidayet, zorla çekip sürüklemek manasında müsteâr olmuştur. Câmi’; her ikisinin de hayır üzerine terettüb etmesidir. Bu müstearun lehte (hidayette) hakikaten hayır mevcuttur, müstearun minhte ise tenzîlen vardır. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Beyân İlmi)