Sâffât Sûresi 22. Ayet

اُحْشُرُوا الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا وَاَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوا يَعْبُدُونَۙ  ...

Allah, meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.  (22 - 24. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 احْشُرُوا toplayın ح ش ر
2 الَّذِينَ kimseleri
3 ظَلَمُوا (o) zalim(leri) ظ ل م
4 وَأَزْوَاجَهُمْ ve onların eşlerini ز و ج
5 وَمَا ve
6 كَانُوا olduklarını ك و ن
7 يَعْبُدُونَ tapıyor(lar) ع ب د
 

“Zalimler”den maksat inkârcılardır. Nitekim Bakara sûresinde de (2/254), “Kâfirler zalimlerin ta kendileridir” buyurulmuştur. “Eş (karı / koca) anlamındaki zevc kelimesinin çoğulu olan ezvâc, “bir kişi veya grupla aynı inancı, eylemi paylaşan, diğerlerine uyan, onların yolundan, peşinden giden” anlamına da gelir. Bu bağlamda ise özellikle putperest önderlerin peşine takılıp onların uydusu olan, onların sapkın inançlarını ve kötü işlerini paylaşan taklitçi kesim için kullanılmıştır; şeytanların kışkırtmasına uyan inkârcıları veya kocalarının yolunu izleyen kadınları ifade ettiği de söylenmiştir (bk. Taberî, XXIII, 46-47; Zemahşerî, III, 299). Kısaca Râzî’nin Vâkıdî’ye atfen belirttiği gibi (XXVI, 132) burada, “zalimler”den maksat, inkârcıların liderleri, “ezvâc”dan maksat da onların buyruğuna girip uydusu olanlardır; bu uydu kesimi, diğerlerinin eşleri de başka insanlar da olabilir. “Allah’ın dışında taptıkları” ifadesiyle inkârcıların, peşine takıldıkları şeytanların kastedildiğini ileri sürenler varsa da burada putperestlerin, tanrısal nitelikler yüklemek suretiyle Allah’a ortak koştukları putlardan söz edildiği yorumu daha mâkul görünmektedir. 

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 527
 

اُحْشُرُوا الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا وَاَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوا يَعْبُدُونَۙ

 

اُحْشُرُوا  cümlesi mukadder olan  من الباري تعالى إلى الملائكة (Bârî teala’dan meleklere) sözün mekulü’l-kavlidir. Fiil cümlesidir. اُحْشُرُوا  fiili  نَ ‘un hazfıyla mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.

Cemi müzekker has ism-i mevsûl  الَّذ۪ينَ  mef’ûlün bih olarak mahallen mansubdur. İsm-i mevsûlun sılası ظَلَمُوا ‘dur. Îrabdan mahalli yoktur. 

ظَلَمُوا  damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.  اَزْوَاجَهُمْ  atıf harfi  وَ ‘la ism-i mevsûle matuftur. Muttasıl zamir  هُمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. 

مَا  müşterek ism-i mevsûl önceki ism-i mevsûle  atıf harfi وَ ‘la matuftur. İsm-i mevsûlun sılası  كَانُوا ‘dur. Îrabdan mahalli yoktur.  

كَانَ  nakıs, mebni mazi fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder.  كَانُوا ’nun ismi, cemi müzekker olan  و  muttasıl zamirdir, mahallen merfûdur. يَعْبُدُونَ  fiili,  كَانُوا ’nun haberi olarak mahallen mansubdur. يَعْبُدُونَ  fiili  نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.
 

اُحْشُرُوا الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا وَاَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوا يَعْبُدُونَۙ

 

Ayet mahzuf fiilin mekulü’l-kavlidir. Fiilin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır. Allah Teâlâ’nın meleklere hitabıdır.

اُحْشُرُوا الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا  cümlesi emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. Mef’ûl konumundaki has ism-i mevsûl  الَّذ۪ينَ ’nin sılası  ظَلَمُوا وَاَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوا يَعْبُدُونَۙ , müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafat, S.107) 

وَاَزْوَاجَهُمْ , mef’ûl olan  الَّذ۪ينَ ‘ye matuftur. 

Müşterek ism-i mevsûl  مَا , nasb mahallinde  وَاَزْوَاجَهُمْ ‘ya matuftur. Her iki atıfta da cihet-i câmia temâsüldür. Sılası olan  كَانُوا يَعْبُدُونَۙ , nakıs fiil  كَان ’nin dahil olduğu sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.

كَان ’nin haberinin muzari fiil cümlesi olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler.(Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi )

كَان ’nin haberinin muzari fiili olarak gelmesi, durumun yenilenerek tekrar ettiğine işaret eder. (Vakafat, s.103)

كَان ’in haberi muzari fiil olduğunda, genellikle  devam edegelen maziye, âdet haline gelmiş davranışlara delalet eder. (Vecih Uzunoğlu, Arap Dilinde كَانَ ‘nin Fiili ve Kur’an’da Kullanımı, DEÜ İlahiyat Fak. Dergisi, Sayı 41)

‘’Cehennemin yoluna sevk edin onları.’’ Buradaki zamir, zalimlere, eşlerine ve onların taptıkları şeylere aittir. Yani onlara cehennemin yolunu gösterin ve kendilerini o yöne çevirin, demektir. Burada, onların küçümsenmesi söz konusudur.

Denmektedir ki, ayet-i kerimede zalim ifadesi geneldir; hem kendine zulmedenleri hem de başkalarına zulmedenleri kapsamaktadır. Bu sebeple her zalim kendine destek olanla, içki içen içki içenle, fuhuş yapan fuhuş yapanla, faizci faizciyle kısacası herkes kendi yandaşıyla mahşerde bir araya gelir. (Ruhu’l Beyan)