Sâffât Sûresi 54. Ayet

قَالَ هَلْ اَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ  ...

Konuşan o kimse, yanındakilere, “Bakar mısınız, hâli ne oldu?” der.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 قَالَ dedi ki ق و ل
2 هَلْ
3 أَنْتُمْ siz
4 مُطَّلِعُونَ bakar mısınız? ط ل ع
 
Tahtlar üzerinde karşılıklı oturan (44. âyet) cennet ehlinden bir grup arasındaki konuşmalardan bir kesit veren temsilî bir anlatım olup iki insan tipi, dolayısıyla iki inanç grubunun âkıbetleri arasında bir karşılaştırma yapılmakta; dünyadayken âhirete inanan ve hayatlarını bu inancın yüklediği sorumluluk bilinciyle geçirenlerin en sonunda inandıkları şeyin doğruluğunu görecekleri ve –41. âyetten itibaren özetlendiği şekilde– iyiliklerinin karşılığını cennetteki mutlu bir hayat olarak alacakları; âhirete inanmayan, dolayısıyla vicdanlarında nihaî sorumluluğa yer vermeyen ve sorumsuzca bir hayat geçirenlerin de cehennemde onulmaz bir bedbahtlığa gömülecekleri anlatılmaktadır.
 

قَالَ هَلْ اَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ

 

Fiil cümlesidir.  قَالَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. 

هَلْ  istifham harfidir. هَلْ  muzari fiile dahil olursa manayı istikbale çevirir. Ancak muzari fiil istikbal ifade ediyorsa bu fiile dahil olmaz.

Mekulü’l-kavli  اَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ ‘dir. قَالَ  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur. 

Munfasıl zamir  اَنْتُمْ  mübteda olarak mahallen merfûdur. مُطَّلِعُونَ  mübtedanın haberi olup ref alameti و ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır. 

مُطَّلِعُونَ  kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan ifti’âl babının ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

قَالَ هَلْ اَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ

 

Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Cümle müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, s. 107) 

قَالَ  fiilinin mekulü’l-kavli olan هَلْ اَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ  cümle, mübteda ve haberden müteşekkil isim cümlesi, istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır.

Cümle istifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen cevap bekleme kastı olmayan bir soru olduğu için mecaz-ı mürsel mürekkebdir. Soruda tecâhül-i ârif sanatı vardır.

هَلْ , belâgî bir nükte için isim cümlesinin başına gelebilir. Bu nükte de zamana bağlı olmaksızın bu fiilin devam etmesini istemektir. Buralarda hemze de gelebilirdi ama o zaman bu belâgî nükte kaybolurdu. Çünkü hemze, âdeten ismin başına gelebilir. Ama  هَلْ  âdeten fiilin başına geldiği için muhatabın dikkatini çeker. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

هَلْ اَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ [Siz de bakar mısınız?] sözü bir istifham değildir, emir anlamındadır, bakınız, demektir. Bu açıklamayı İbnu'l-A'rabî ve başkaları yapmıştır. (Kurtubî) 

Bu ayette konuşanın Allah Teâlâ yahut bir melek olduğu da söylenmiştir.

قَالَ هَلْ اَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ  cümlesi  قَالَ قَٓائِلٌ مِنْهُمْ  cümlesinden bedel-i iştimâldir. Çünkü  هَلْ اَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ cümlesi, ilk cümlenin kapsadığı bir manadır. Onu tamamlar. (Âşûr)