فَاطَّـلَعَ فَرَاٰهُ ف۪ي سَوَٓاءِ الْجَح۪يمِ
فَاطَّـلَعَ فَرَاٰهُ ف۪ي سَوَٓاءِ الْجَح۪يمِ
Ayet, atıf harfi فَ ile önceki ayetteki قَالَ ‘ye matuftur.
اطَّـلَعَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. رَاٰهُ atıf harfi فَ ile makabline matuftur. رَاٰهُ fiili ي üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. Muttasıl zamir هُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
ف۪ي سَوَٓاءِ car mecruru رَاٰهُ fiiline mütealliktir. Aynı zamanda muzâftır. الْجَح۪يمِ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
رَاٰهُ bilmek anlamında kalp fiillerindendir. Kalp fiilleri (iki mef’ûl alan fiiller); bir mef’ûl ile manası tamamlanamayıp ikinci mef’ûle ihtiyaç duyan fiillerdir. Bu fiiller isim cümlesinin önüne gelirler, mübtedayı ve haberi iki mef’ûl yaparak nasb ederler. 3 gruba ayrılırlar:
1. Bilmek manasında olanlar.
2. Sanmak manası ifade edenler, kesine yakın bilgi ifade ederler. “Sanmak, zannetmek, saymak, kendisine öyle gelmek” gibi manalara gelir.
3. Değiştirme manası ifade edenler. Aynı anlama gelmedikleri halde görevleri itibariyle onlara benzerliklerinden kalp fiilleri adı altına girmişlerdir.
Değiştirme manasına gelen fiiller “etti, yaptı, kıldı, edindi, dönüştürdü, değişik bir hale getirdi” gibi manalara gelir.
Bilgi ve zan fiillerinden sonra bazen اَنَّ ’li ve اَنْ ’li cümleler gelir, bu cümleler iki mef’ûl kabul edilir. Bilmek, sanmak ve değiştirme manasına gelen bu fiiller 3 şekilde gelebilir: 1) İki mef’ûl alanlar, 2) İki mef’ûlünü masdar-ı müevvel cümlesi olarak alanlar, 3) İki mef’ûlü hazif olanlar. Kalp fiilleri iki mamûlü arasında olduğunda amel etmeleri de etmemeleri de caizdir.(Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اطَّـلَعَ fiili, sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil iftiâl babındadır. Sülâsîsi طلع ’dır. İftial babının fael fiili ص ض ط ظ olursa iftial babının ت si ط harfine çevrilir.
İftiâl babı fiile mutavaat (dönüşlülük), ittihaz (edinmek, bir şeyi kendisi için yapmak), müşareket (ortaklık), izhar (göstermek), ihtiyar (seçmek), talep ve çaba göstermek manaları katar. İfteale kalıbı hem soyut hem somut anlamlı fiiller için kullanılır.فَاطَّـلَعَ فَرَاٰهُ ف۪ي سَوَٓاءِ الْجَح۪يمِ
Ayet atıf harfi فَ ile önceki ayetteki قَالَ هَلْ اَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ cümlesine atfedilmiştir. Cümle müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, s. 107)
Aynı üslupta gelen فَرَاٰهُ ف۪ي سَوَٓاءِ الْجَح۪يمِ cümlesi makabline matuftur. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.
Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Eşit anlamına gelen سَوَٓاءِ kelimesi, ayet-i kerimede ‘orta’ anlamındadır. Çünkü ortanın, her yana olan mesafesi eşittir. (Rûh’ul-Beyan-Âşûr)