Sâffât Sûresi 56. Ayet

قَالَ تَاللّٰهِ اِنْ كِدْتَ لَتُرْد۪ينِۙ  ...

Ona şöyle der: “Allah’a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin.”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 قَالَ dedi ق و ل
2 تَاللَّهِ tallahi ا ل ه
3 إِنْ
4 كِدْتَ sen az daha ك و د
5 لَتُرْدِينِ beni de alçaltacaktın ر د ي
 
Tahtlar üzerinde karşılıklı oturan (44. âyet) cennet ehlinden bir grup arasındaki konuşmalardan bir kesit veren temsilî bir anlatım olup iki insan tipi, dolayısıyla iki inanç grubunun âkıbetleri arasında bir karşılaştırma yapılmakta; dünyadayken âhirete inanan ve hayatlarını bu inancın yüklediği sorumluluk bilinciyle geçirenlerin en sonunda inandıkları şeyin doğruluğunu görecekleri ve –41. âyetten itibaren özetlendiği şekilde– iyiliklerinin karşılığını cennetteki mutlu bir hayat olarak alacakları; âhirete inanmayan, dolayısıyla vicdanlarında nihaî sorumluluğa yer vermeyen ve sorumsuzca bir hayat geçirenlerin de cehennemde onulmaz bir bedbahtlığa gömülecekleri anlatılmaktadır.
 

قَالَ تَاللّٰهِ اِنْ كِدْتَ لَتُرْد۪ينِۙ

 

Fiil cümlesidir. قَالَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.  تَا  harficer olup yemin harfidir.  تَاللّٰهِ  car mecruru mahzuf fiile mütealliktir. Takdiri, أقسم (Yemin ederim.) şeklindedir. Mekulü’l-kavli  تَاللّٰهِ اِنْ كِدْتَ لَتُرْد۪ينِۙ ‘dir.  قَالَ  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur. 

اِنْ  tekid ifade eden muhaffefe  اِنْ ’dir. İsmi olan şan zamiri mahzuftur. Takdiri; إنك  şeklindedir.  كِدْتَ  fiili  اِنْ ‘nin haberi olarak mahallen merfûdur.  كِدْتَ  mukarebe fiillerinden olup nakıs fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde ismini ref haberini nasb eder.  تَ  muttasıl zamir  كِدْتَ ‘nin ismi olarak mahallen merfûdur.

لَ  harfi,  اِنْ ‘in muhaffefe  اِنَّ  olduğuna delalet eden lam-ı farika olup zaiddir. 

تُرْد۪ينِ  fiili  كِدْتَ ‘nin haberi olarak mahallen mansubdur.  تُرْد۪ينِ  fiili  نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنت ‘dir. Sonundaki  نِ  vikayedir. Esre ise mahzuf mütekellim zamirinden ivazdır. Hazf edilen  يَ  ise mef‘ûlun bih olarak mahallen mansubdur.

Burada bu  ي  harfinin mahzuf olduğuna işaret etmek için fiilin sonunda bulunan  نِ  harfinin harekesi esre gelmiştir. 

تُرْد۪ينِ  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi  ردى ’dir.

İf’al babı fiile tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazan da fiilin mücerret manasını ifade eder. 

 

قَالَ تَاللّٰهِ اِنْ كِدْتَ لَتُرْد۪ينِۙ

 

Ayet istînâfi beyaniyye olarak fasılla gelmiştir. (Âşûr) 

Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Cümle müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, s. 107) 

قَالَ  fiilinin mekulü’l-kavli olan  تَاللّٰهِ اِنْ كِدْتَ لَتُرْد۪ينِۙ  cümlesi, yemin üslubunda gayrı talebî inşâî isnaddır. Cümlede îcâz-ı hazif vardır. Kasem harfi  تَ  nedeniyle mecrur olan, muksemun bih  تَاللّٰهِ , takdiri  أقسم (Yemin ederim) olan mahzuf fiile mütealliktir. 

Kasemin cevabı olan  اِنْ كِدْتَ لَتُرْد۪ينِ  cümlesi,  اِنْ  harfi  اِنَّ ’den hafifletilmiş tekid harfidir. Takdiri  إنك  olan isminin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır.  اِنَّ ’nin haberi, nakıs fiil  كَاد ‘nin dahil olduğu isim cümlesi formunda gelmiştir.

Haberin başına gelen lam-ı farika ve  اِنْ  olmak üzere iki tekid unsuru taşıyan cümle, faide-i haber inkârî kelamdır.

كَاد ’nin haberinin muzari fiil cümlesi olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

تُرْد۪ينِۙ  kelimesinin sonundaki  نِۙ , vikayedir. Esre ise fasılaya riayet gözetilerek hazf edilen, mütekellim zamirinden ivazdır. 

اِنْ كِدْتَ ’deki  اِنْ  harfiاِنَّ ’nin şeddesizi olup  كَانَ ‘nin başına geldiği gibi  كاد ‘nin de başına gelir. Bunun misali:  إِن كَادَ لَیُضِلُّنَا ... ْ[bizi onlardan saptırmasına ramak kalmıştı!] (Furkān 25/42) ayetidir.  لَ  ise bu  إِن  ile olumsuzluk edatı olan  إِن ’i birbirinden ayıran  لَ ’dır.  أردى  helak etmek demektir. (Keşşâf)