Sâffât Sûresi 61. Ayet

لِمِثْلِ هٰذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ  ...

Çalışanlar böylesi için çalışsınlar!
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 لِمِثْلِ misli gibi م ث ل
2 هَٰذَا bunun
3 فَلْيَعْمَلِ çalışsınlar ع م ل
4 الْعَامِلُونَ çalışanlar ع م ل
 

“Artık bir daha ölmeyeceğiz değil mi?” anlamındaki soru cümlesi, cennet hayatının sonsuzluğu konusunda bir kuşku ifadesi değil, orada bulunanların, nâil oldukları nimetlerden dolayı hissettikleri şaşkınlık ve mutluluğun büyüklüğünden dolayı söylenecek bir sözdür (Râzî, XXVI, 139). “Önceki ölüm”le bireyin dünya hayatının son bulduğu ölümü kastedilmiştir. “Amel sahipleri böylesi bir kurtuluş için çalışmalıdırlar” ifadesi ise âhiret mutluluğunu kazanmanın, dünyada bu uğurda harcanacak çabaya bağlı olduğunu göstermektedir. 

 

 Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 535
 

لِمِثْلِ هٰذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ

 

لِمِثْلِ  car mecruru  يَعْمَلِ  fiiline mütealliktir. Aynı zamanda muzâftır. İşaret ismi  هٰذَا  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

فَ  mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasiha harfidir. Takdiri, من أراد الفوز في الآخرة فليعمل له مثل ذلك في الدنيا (Kim ahirette kazanmak istiyorsa, dünyada da ahiret için aynısını yapsın.) şeklindedir.  لْ  emir lam’ıdır. يَعْمَلِ  meczum muzari fiildir.  الْعَامِلُونَ  fail olup ref alameti و ‘dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır. 

عَامِلُونَ  kelimesi, sülasi mücerredi  عمل  olan fiilin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

لِمِثْلِ هٰذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ

 

Ayet, istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Halin hikayesi için tezyildir. (Âşûr)

Şart üslubunda gelen cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Car mecrur  لِمِثْلِ , kasr için, amili olan  فَلْيَعْمَلِ ’ye takdim edilmiştir. 

فَ , şartın cevabına gelen rabıtadır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. Emir üslubunda talebî inşâî isnad olan  فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ  cümlesi, mahzuf şartın cevabıdır. Takdiri; من أراد الفوز في الآخرة (Kim ahirette kazanmak istiyorsa...) olan şart cümlesi mahzuftur. 

Bu takdire göre mahzuf şart ve mezkûr cevap cümlelerinden müteşekkil terkip, şart üslubunda talebî inşâî isnaddır. 

Bilinen ve tahmini kolay olan hususları zikrederek ibareyi uzatmamak, dikkati asıl önemli yere yönlendirmek, karineye dayanarak terk edilen şeyleri muhatabın düşünce ve hayal gücüne bırakarak anlam zenginliği kazanmak gibi sebeplerle hazfe başvurulur. (TDV İslam Ansiklopedisi Îcâz Bah.)

Önceki ayetlerdeki hususları göstererek dikkati çekmek ve onları yüceltmek kastıyla gelen işaret ismi  هٰذَا ’da istiare vardır. 

Bilindiği gibi işaret isimleri mahsus şeyler için kullanılır. Burada olduğu gibi aklî bir şeye işaret edildiğinde istiare oluşur. Câmi’, her ikisinde de “vücudun tahakkuku”dur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Beyân İlmi)

هٰذَا , muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. Cevap fiiline dahil olan  لْ , emir lamıdır. 

عَامِلُونَ يَعْمَلِ  kelimeleri arasında cinası iştikak ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

Çalışanlar bu gibi şey için çalışsınlar, yani bu gibi şeyi elde etmek için çalışmak vaciptir; çabuk geçen ve acılarla karışık dünya zevkleri için değil. Bunun da kendi sözlerinden ve Allah kelamından olma ihtimali vardır. (Beyzâvî)

لِمِثْلِ ‘deki لِ  sebebiyyedir. Car mecrurun amiline takdimi kasr ifadesi içindir. Yani, onun dışında başka bir şey için çalışmasınlar anlamındadır. İşte bu, müşrik topluluğun iyi bir şey yaptıkları zannıyla övünüp durdukları kumar gibi eylemleri ret için gelmiş bir kalp kasrıdır. (Âşûr)