فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُنْذَر۪ينَۙ
“Onlar”dan maksat, putperest atalarını körü körüne taklit eden Araplar’dır. Henüz inkârcıların sayılarının müminlerden çok olduğu Mekke döneminde inen bu âyetlerde hidayet ve dalâletin ölçüsünün azlık-çokluk değil, doğruluk-yanlışlık şeklindeki sabit ve objektif değerler olduğu; nitekim geçmiş çağlarda da kendilerine peygamberler gönderilip uyarılmış oldukları halde nice toplumların, sayılarının çokluğuna rağmen, inkâr ve günahlarda ısrar ederek yollarını sapıtmaları yüzünden başlarına gelen felâketlerle yok olup gittikleri, sadece içtenlikle Allah’a inanıp yolundan gidenlerin kurtulabildikleri hatırlatılmaktadır. Burada inkârcılara yönelik bir uyarı bulunduğu gibi Hz. Peygamber’e de onların çokluğuna bakarak ümitsizliğe kapılmadan görevini sabırla sürdürmesi yönünde bir teşvik vardır (Râzî, XXVI, 143).
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 537
فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُنْذَر۪ينَۙ
فَ mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasiha harfidir. Takdiri, إن عاقبنا المنذرين (Uyarılanları cezalandırırsak..) şeklindedir.
انْظُرْ sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ‘dir.
كَانَ nakıs, mebni mazi fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder. كَيْفَ istifham ismi كَانَ ‘nin mukaddem haberi olarak mahallen mansubdur.
عَاقِبَةُ kelimesi كَانَ ‘nin muahhar ismi olup lafzen merfûdur. الْمُنْذَر۪ينَ muzâfun ileyh olup cer alameti ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.
الْمُنْذَر۪ينَ kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i mef’ûlüdür.
فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُنْذَر۪ينَۙ
فَ , mahzuf şartın cevabına dahil olan rabıta harfidir. Takdiri إن عاقبنا المنذرين (Uyarılanları cezalandırırsak..) olan şart cümlesinin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır.
Cümle, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
كَانَ ’nin dahil olduğu isim cümlesi كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُنْذَر۪ينَۙ , emir sıygasındaki انْظُرْ fiilinin mef’ûlü konumundadır. İstifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. Cümlede takdim-tehir sanatı vardır.
الْمُنْذَر۪ينَۙ sözünün elif lâmla marifeliği ahd içindir. (Âşûr)
كَيْفَ istifham ismi, كَانَ ’nin mukaddem haberidir. كَانَ ’nin muahhar ismi, الْمُنْذَر۪ينَ ’ye muzâf olan عَاقِبَةُ ’dur. Sübut ifade eden isim cümlesi, istifham üslubunda geldiği halde soru kastı taşımayıp tehaddi ve tahkir manasına geldiği için mecaz-ı mürsel mürekkebdir. Ayrıca cümlede tecâhül-i ârif sanatı vardır.
Mahzuf şart ve mezkûr cevap cümlelerinden müteşekkil terkip, şart üslubunda talebî inşâî isnaddır.
عَاقِبَةُ için müzekker fiil kullanılmıştır. كَانَتْ buyurulmamıştır. Çünkü buradaki akibet azap manasındadır. Eğer müennes geldiyse cennet manasında olur. Müenneslik ve müzekkerliğin manaya göre gelmesi makamı gözetmenin hoş misallerindendir. (Fâdıl Sâlih Sâmerrâî, Meânî’n Nahvi, c. 2, S. 52)
كَانَ ’nin haberi soru isimleri veya haber ifade eden كَمْ gibi başta gelmesi zorunlu isimlerden olursa bu durumda haber كَانَ ’den ve isminden önce gelir. (Vecih Uzunoğlu, Arap Dilinde كَانَ ’nin Fiili ve Kur'an’da Kullanımı, DEÜ İlahiyat Fak. Dergisi Sayı 93)
مُنْذَر۪ينَۙ - مُنْذِر۪ينَ kelimeleri arasında cinâs-ı nakıs vardır. Çünkü birinciden maksat peygamberler, ikinciden maksat ümmetler’dir. (Safvetü’t Tefâsir)