وَاِنَّ عَلَيْكَ لَعْنَت۪ٓي اِلٰى يَوْمِ الدّ۪ينِ
وَاِنَّ عَلَيْكَ لَعْنَت۪ٓي اِلٰى يَوْمِ الدّ۪ينِ
وَ atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ile matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder. عَلَيْكَ car mecruru اِنَّ ‘nin mahzuf mukaddem haberine mütealliktir.
لَعْنَت۪ٓي kelimesi اِنَّ ‘nin muahhar ismi olup mukadder fetha ile mansubdur. Mütekellim zamiri ى muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
اِلٰى يَوْمِ car mecruru لَعْنَت۪ٓي ‘ye mütealliktir. الدّ۪ينِ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
وَاِنَّ عَلَيْكَ لَعْنَت۪ٓي اِلٰى يَوْمِ الدّ۪ينِ
Bu ayet atıf harfi وَ ‘la önceki ayetteki فَاِنَّكَ رَج۪يمٌ cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.
اِنَّ ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi faide-i haber inkâri kelamdır.
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve subût ifade ettiğinden bu ve benzeri cümleler, اِنَّ ve isim cümlesi olmak üzere birden fazla tekid ve yerine göre de tahsis ifade eden çok muhkem/sağlam cümlelerdir.
Cümlede takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır. Car mecrur عَلَيْكَ ‘nin müteallakı olan اِنَّ ‘nin mahzuf mukaddem haberine mütealliktir. لَعْنَت۪ٓي ise اِنَّ ’nin muahhar ismidir.
Veciz anlatım kastıyla gelen لَعْنَت۪ٓي izafetinde, Allah Teâlâ’ya zamirine muzâf olan لَعْنَت۪ٓ , tazim edilmiştir.
İsim cümleleri, mübteda ve haberden oluşur. Zaman ifade etmez. Asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu (sabit olması) veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
اِلٰى يَوْمِ الدّ۪ينِ [Hesap gününe değin] ifadesi, bize bildiriyor ki, lanet, çok feci bir şey olduğu halde İblisin cinayetinin cezası değil, fakat onun göreceği cezanın bir örneği olup ceza ve hesap gününe kadar devam eder. Ancak bu zamanlamanın zahirinin vehmettirdiği gibi, ceza günü bu lanetin kesileceği anlamında değil, şu anlamdadır: o gün o kadar ağır ceza ve azap çeşitleriyle karşılaşacak ki, bunlar, laneti unutturacak ve onların yanında lanet, kalkmış gibi olacak. Nitekim diğer bazı ayetlerde de şöyle denilmektedir: ["Bir münadi, aralarında, Allah'ın laneti zalimler üzerine olsun! diye seslenecektir."] (A'râf: 44), ["Onlar birbirlerine, lanet okuyacaklardır."] (Ankebût: 25) (Ebüssuûd)