Sâd Sûresi 79. Ayet

قَالَ رَبِّ فَاَنْظِرْن۪ٓي اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ  ...

İblis, “Ey Rabbim! Öyle ise bana insanların diriltilecekleri güne kadar mühlet ver” dedi.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 قَالَ dedi ق و ل
2 رَبِّ Rabbim ر ب ب
3 فَأَنْظِرْنِي öyleyse bana süre ver ن ظ ر
4 إِلَىٰ kadar
5 يَوْمِ güne ي و م
6 يُبْعَثُونَ yeniden dirilecekleri ب ع ث
 
Burada belirtilmemekle birlikte, başka âyetlerde meleklerin secde etmeleri emredilen bu ilk insanın Hz. Âdem olduğu bildirilmiştir. Bundan önceki âyetlerde melekler topluluğunun tartışmasına atıf yapılmasına ve ilk insan konusuyla münasebet kurulmasına bakılırsa burada Hz. Âdem’in yaratılışına ve İblis’in onun karşısındaki olumsuz tutumuna, bu yüzden Allah’a âsi olup rahmetten kovulmasına dair bilgilere yer verilmekle, bilhassa Hz. Muhammed’in bu bilgileri ancak vahiy yoluyla almış olabileceği ortaya konmuş; böylece ona vahiy geldiğine, dolayısıyla peygamberlik görevi verildiğine inanmayan müşrikler ikna edilmek istenmiştir. Ayrıca bu âyetler insanın, yaratıcısının kim olduğunu, kendi aslının ne olduğunu, nereden geldiğini anlayıp kavraması; şeytanî kışkırtmalara karşı dikkatli olması gerektiğini; Allah’a inanıp dayanan, ihlâsla Allah yoluna koyulanlar üzerinde şeytanî kışkırtmaların asla etkili olamayacağını, zira Allah’ın, yardımıyla onların yanında olduğunu bildirmektedir (âyetlerin ayrıntılı tefsiri için bk. Bakara 2/34; A‘râf 7/11-18; Hicr 15/28-40).
 

قَالَ رَبِّ فَاَنْظِرْن۪ٓي اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ

 

Fiil cümlesidir.  قَالَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir takdiri  هُوَ ‘dir.

Mekulü’l-kavli  رَبِّ ‘dir.  قَالَ  fiilinin mef’ûlün bihi olarak mahallen mansubdur.

Nida harfi ve muzâfun ileyh mahzuftur.  رَبِّ  kelimesinin sonundaki esre, mütekellim zamirinden ivazdır. 

Münada alem ise veya mütekellim  ي ’sına muzâfsa yahut nida edilen, nida edenin yakınında bulunursa nida harfi hazf edilebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

فَ  mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasihadır. Takdiri,  إن جعلتني رجيما  (Beni lanetli yaparsan) şeklindedir. Nidanın cevabı mukadder şart cümlesidir.  

اَنْظِرْن۪ٓي  dua manasında sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir takdiri  أنت ‘dir. Sonundaki  نَ , nûn-u vikayedir. Mütekellim zamiri  ي  mef’ûlün bih olarak mahallen mansubdur.

اِلٰى يَوْمِ  car mecruru  اَنْظِرْن۪ٓي  fiiline mütealliktir.  يُبْعَثُونَ  ile başlayan fiil cümlesi muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

يُبْعَثُونَ  fiili  نَ ‘un sübutuyla meçhul muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı naib-i fail olup mahallen merfûdur.

يُبْعَثُونَ  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’al babındandır. Sülâsîsi  بعث ’dir.

İf’al babı fiile tadiye (geçişlilik), kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak), mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de fiilin mücerret manasını ifade eder.

 

قَالَ رَبِّ فَاَنْظِرْن۪ٓي اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ

 

İstînâfiyye olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. قَالَ  fiilinin mekulü’l-kavli olan  رَبِّ فَاَنْظِرْن۪ٓي اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ  cümlesi, nida üslubunda talebî inşâî isnaddır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır.

Nida harfi ve münada konumundaki  رَبِّ  izafetinde, mütekellim zamiri mahzuftur. Kelimenin sonundaki esre, mahzuf muzaf zamirden ivazdır. Mütekellim zamirinin hazf edilmesi mütekellimin münadaya yakın olma isteğine işaret eder.

Nidanın cevap cümlesi  فَاَنْظِرْن۪ٓي اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ , takdiri  إن جعلتني رجيما [Beni lanetli kılarsan] olan mahzuf şartın cevabıdır. Cevap cümlesi, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. Şart cümlesinin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır.

Mahzuf şart ve mezkûr cevap cümlelerinden müteşekkil terkip, şart üslubunda talebî inşâî isnaddır.

Şartın cevabı emir üslubunda gelmiş olmasına rağmen dua manası taşıdığı için mecâz-ı mürsel mürekkenbdir.

Emir fiil aslen; makam bakımından yukarıda olan bir kişinin, makam bakımından daha alt seviyede olan birinden henüz husûle gelmemiş bir fiilin yapılmasını istemek için vaz edilmiştir(ki buna isti'lâ yoluyla denir). Vücûb ifâde eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Bilinen ve tahmini kolay olan hususları zikrederek ibareyi uzatmamak, dikkati asıl önemli yere yönlendirmek, karineye dayanarak terk edilen şeyleri muhatabın düşünce ve hayal gücüne bırakarak anlam zenginliği kazanmak gibi sebeplerle hazfe başvurulur. (TDV İslam Ansiklopedisi Îcâz Bah.)

يَوْمِ ’nin muzâfun ileyhi olan  يُبْعَثُونَ  cümlesi, müspet mazi fiil sıygasında gelerek, teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir. 

İblisin bundan muradı, onları azdırmak için imkan bulması, onlardan intikam alması ve tamamen ölümden kurtulması idi. Zira tekrar dirilme gününden sonra artık ölüm yoktur. (Ebüssuûd)