Nisâ Sûresi 121. Ayet

اُو۬لٰٓئِكَ مَأْوٰيهُمْ جَهَنَّمُ وَلَا يَجِدُونَ عَنْهَا مَح۪يصاً  ...

İşte onların barınağı cehennemdir. Ondan bir kaçış yolu bulamazlar.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 أُولَٰئِكَ işte onların
2 مَأْوَاهُمْ varacağı yer ا و ي
3 جَهَنَّمُ cehennemdir
4 وَلَا
5 يَجِدُونَ asla bulamazlar و ج د
6 عَنْهَا ondan
7 مَحِيصًا kaçmak (imkanı) ح ي ص
 

اُو۬لٰٓئِكَ مَأْوٰيهُمْ جَهَنَّمُ وَلَا يَجِدُونَ عَنْهَا مَح۪يصاً

 

İsim cümlesidir. İsm-i işaret olan  اُو۬لٰٓئِكَ  mübteda olarak mahallen merfûdur.  مَأْوٰيهُمْ جَهَنَّمُ  cümlesi mübtedanın haberi olarak gelmiştir.

مَأْوٰيهُمْ ikinci mübtedadır. Muttasıl zamir هُمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.  جَهَنَّمُ  kelimesi bu ikinci mübtedanın haberidir.

وَ  atıf harfidir.  لَا  nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.  يَجِدُونَ  fiili  نَ ’un sübutuyla merfûdur. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur.

عَنْهَا  car mecruru  مَح۪يصًا’a müteallıktır.  مَح۪يصًا  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubtur.
 

اُو۬لٰٓئِكَ مَأْوٰيهُمْ جَهَنَّمُ وَلَا يَجِدُونَ عَنْهَا مَح۪يصاً

 

Müstenefe olarak fasılla gelen ayetin ilk cümlesi sübut ifade eden isim cümlesidir. 

Faide-i haber ibtidaî kelam olan cümlede müsnedün ileyhin işaret ismi olarak gelmesi, işaret edilenleri tahkir kastına matuftur.

مَأْوٰيهُمْ  haber olarak gelen cümlenin mübtedasıdır.  جَهَنَّمُ  haberdir. Mübteda  ve haberden müteşekkil bu isim cümlesi  اُو۬لٰٓئِكَ ’nin haberidir.

Cehennemin sığınılacak yer olması ifadesinde istiare vardır. Alay içindir. Sığınılacak yer insanın sıkıntılardan kaçarak kurtulduğu yerdir. Kaçacak hiçbir yeri olmayan azabı haketmiş kişiler, adeta kurtuluş yeri olarak cehenneme giderler. 

أْوٰي  kelimesi lügatta ‘başkasına eklendi, katıldı’, demektir. Bir kişiye acımayı ve bağrına basmayı ifade eder. İf’al babından geldiğinde ‘himaye etti, sığındırdı’ manasındadır. [Onların barınacakları yer cehennemdir] cümlesi kelimenin bu anlamlarıyla düşünüldüğünde istiare-i tehekkümiyedir. Onlar dünyada cihaddan geri kalmış, kâfirlerin içinde sığınmacı gibi yaşamışlardı. Allah Teâlâ da onların tavrına uygun bir ceza olarak cehennemi onlara sığınak kıldı. (Medine Balcı)

وَلَا يَجِدُونَ عَنْهَا مَح۪يصًا  cümlesi, menfi muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Mesel tarikinde olmayan tezyîl cümlesidir. Tezyîl cümleleri ıtnâb babındandır. Önceki cümleyi tekid için gelmiştir.

مَح۪يصًا ’deki tenvin kesret ve nev ifade eder. ‘Hiçbir’ manasındadır. Menfi siyaktaki nekre olumsuzluğun umumuna işaret eder.

Ayette geçen [Cehennem] kelimesinin lügat manası ‘dipsiz uçurum’dur. Türkçede bir çok kelimeyi cehennem şeklinde tercüme ediyoruz. Bu da bir anlam karmaşası oluşturuyor.

Kur’an-ı Kerim’de geçen cehennem isimleri hakkında detaylı bilgi almak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz:

https://www.dunyabizim.com/profil/19/fatma-serap-Karamollaoğlu 

مَأْوٰي  [Sığınak] bir ümitle kurtulmak isteği ile gidilen yerdir. Burada istiare vardır. Daha etkili bir ifade tercih edilmiştir. Yani orada kaçacak bir delik bulamazlar.

Allah’ın dediğini bırakıp başkasının dediğini yapmak, şirk koşuyor olmak, demektir.

Allah Teâlâ, “İşte onlar (böyle). Onların varacakları yer cehennemdir.” buyurmuştur. Bil ki aldanma, insanın zahiren güzel bulduğu bir şeyin insan için gerçekleşip fakat onun iç yüzü ortaya çıkınca büyük elem duyacağı bir halden ibarettir. İnsana dünyevî lezzetlere iyice gark olup Allah Teâlâ’ya isyana iyice batmak, her ne kadar o an için hoş ve güzel gelse bile neticesi cehennem azabıdır, gazab-ı ilahîdir ve rahmet-i ilahiyeden uzaklaşmadır. Binaenaleyh işte bu durum da şeytanın vaatlerinin bir aldatma olduğuna dair, daha önce geçen delillere bir takviyedir.

Daha sonra Cenab-ı Hak, “Oradan kaçacak bir yer de bulamayacaklardır.” buyurmuştur. Ayette geçen “مَح۪يصًا”, “kaçış ve kurtuluş yeri” demektir. (Fahreddin er-Râzî)