اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ لَعَنَهُمُ اللّٰهُۜ وَمَنْ يَلْعَنِ اللّٰهُ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ نَص۪يراًۜ
Rabbimiz Nisâ sûresinin bu âyetlerinde bizi bir grubun karşısında durdurdu, bize bir grup tanıttı ve ısrarla bizim onlara bakmamızı, onlar üzerinde düşünmemizi, onları yakından tanımamızı istedi. Bunlar kendilerine kitap verildiği halde, Allah bilgisine ulaştırıldıkları halde Allah’a iman etmeleri gerekirken, Rablerinin istediği bir hayatı yaşamaları gerekirken, Allah’ı bırakıp da Allah berisinde birtakım cibt ve tâğutlara iman eden, bunları dinlemeye, bunlara ibâdet etmeye yönelen ve kâfirleri Müslümanlara tercih eden, menfaatleri sebebiyle kâfirleri Müslümanlardan daha Medenî, daha doğru yolda gören insanlardır. (Besairul Kur’ân-Ali Küçük)
اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ لَعَنَهُمُ اللّٰهُۜ
İsim cümlesidir. اُو۬لٰٓئِكَ ism-i işareti mübteda olarak mahallen merfûdur.
Cemi müzekker has ism-i mevsûl الَّذ۪ينَ , haber olarak mahallen merfûdur.
İsm-i mevsûlun sılası لَعَنَهُمُ اللّٰهُ ’dur. Îrabtan mahalli yoktur.
لَعَنَهُمُ fetha üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir هُمُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur. اللّٰهُ lafza-i celâli, fail olup lafzen merfûdur.
وَمَنْ يَلْعَنِ اللّٰهُ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ نَص۪يراًۜ
وَ istînâfiyyedir. مَنْ şart ismi iki fiili cezm eder. يَلْعَنِ fiilinin mukaddem mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubtur. يَلْعَنِ şart fiili olup meczum muzari fiildir. اللّٰهُ lafza-i celâli, fail olup lafzen merfûdur.
فَ şartın cevabının başına gelen rabıta harfidir. لَنْ muzariyi nasb ederek manasını olumsuz müstakbele çeviren harftir. Tekid ifade eder.
تَجِدَ mansub muzari fiildir. Fail ise müstetir zamir أنت ‘dir. لَهُ car mecruru نَص۪يرًا ’e müteallıktır. نَص۪يرًا kelimesi تَجِدَ fiilinin ikinci mef’ûlun bihidir. Birinci mef’ûlu mahzuftur. Takdiri أحدا (kimse) şeklindedir.اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ لَعَنَهُمُ اللّٰهُۜ
Cümle müstenefedir, fasılla gelmiş ayetin ilk cümlesi faide-i haber ibtidai kelamdır. Sübut ifade eden bu isim cümlesinde müsnedün ileyhin işaret ismiyle marife olması işaret edilenleri tahkir ifade eder.
O Yahudilere, zikren yakın oldukları halde uzak için kullanılan (اُو۬لٰٓئِكَ / işte onlar) edatı ile işaret edilmesi, onların dalaletteki mertebelerinin pek uzak olduğunu zımnen bildirmek içindir. Yani Allah Teâlâ, onları rahmetinden uzaklaştırıp tard etmiştir. Bu istînâf cümlesi, onların halini ve akıbetini beyan etmektedir. (Ebüssuûd)
İşaret ismi, arkasından gelen şeyleri kendisinden öncekiler sebebiyle gerçekleştiğini işaret eder. (Halidi-Vakafat, s. 119)
Müsnedin ism-i mevsûlle gelmesi, bu kişilerin bilinen kişiler olduğunu işaret etmesi yanında, anılmalarının da kerih görüldüğüne işaret eder.
Cümlede mütekellim Allah Teâlâ olduğu için اللّٰهُ isminde tecrîd sanatı vardır.
İşte onlar Allah’ın lanet ettiği kişilerdir. Allah kime lanet ettiyse, onun için bir yardımcı asla bulunmaz.
Lanet, Allah'ın yardımı keserek rahmetinden uzaklaştırması demektir ki bu da Allah'ın müminlere olan yakınlığının zıddıdır. Bundan sonra da Cenab-ı Hak, Allah'ın lanet ettiği bir kimseye hiçbir kimsenin yardım edemeyeceğini beyan buyurmuştur. Bu, Cenab-ı Hakk'ın tıpkı, ["... Hepsi de, Allah'ın rahmetinden kovulmuş olarak... Nerede ele geçirilirlerse yakalanır ve öldürülürler de öldürülürler..."] (Ahzâb, 61) ayetinde olduğu gibidir. İşte bu lanet, mevcut ve tahakkuk eden lanettir. Ahiretteki lanete gelince, bu daha büyüktür. Bu da, "o günde hiç kimsenin hiç kimseye fayda verememesi ve emrin yalnız Allah'a mahsus olması" ile tahakkuk edecek olan bir lanettir. Bu ifadede, "Zıddın, zıt üzerine hamledilmesi kabilinden", Allah'ın Resulüne yardım, müminlere de takviye ve teyit vaadi bulunmaktadır. (Fahreddin er-Râzî)
وَمَنْ يَلْعَنِ اللّٰهُ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ نَص۪يراًۜ
وَ istînafiyyedir. Cümle şart üslubunda haberî isnaddır. يَلْعَنِ اللّٰهُ şart cümlesidir.
فَ karînesiyle gelen فَلَنْ تَجِدَ لَهُ نَص۪يرًاۜ , cevap cümlesi olup faide-i haber talebî kelamdır.
مَنْ ’in haberi olan, şart ve cevap cümlelerinden oluşan terkip de faide-i haber talebî kelamdır.
نَص۪يرًاۜ ’deki tenvin nev ve kesret ifade eder. ‘Hiçbir yardımcı’ manasındadır. Olumsuz siyakta nekre, umum ifade eder.
Cümlede lafza-i celâlin zikri tecrîd sanatıdır.
Şart cümlelerinin fiilleri muzari sıygada gelerek teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir.
Bu ayet, o Yahudilerin, Kureyş'ten talep ettiklerini ebediyen bulamayacaklarını açıkça belirtir. (Ebüssuûd)
يَلْعَنِ - لَعَنَهُمُ kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s- sadr vardır.
Şart cümlesinde zamir yerine Allah isminin gelmesi mehabeti arttırmak içindir.