Muhammed Sûresi 5. Ayet

سَيَهْد۪يهِمْ وَيُصْلِحُ بَالَهُمْۚ  ...

Onları doğruya ve güzele erdirecek ve durumlarını düzeltecektir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 سَيَهْدِيهِمْ onları doğru yola iletecektir ه د ي
2 وَيُصْلِحُ ve düzeltecektir ص ل ح
3 بَالَهُمْ durumlarını ب و ل
 

Bir önceki âyetin sonu, iki farklı okumaya dayalı olarak iki şekilde anlaşılmıştır. “Allah yolunda savaşanlar” mânasındaki okuma ve anlayışı benimseyenlere göre 5 ve 6. âyetlerde zikredilen ilâhî lutuflar dünya hayatında söz konusudur; Allah onlara doğru yolu gösterecek (hidayet verecek) ve durumlarını düzeltecektir. Bizim tercüme ettiğimiz okumaya göre ise Allah yolunda öldürülenlere doğru yol gösterilmekte ve durumları ıslah edilmektedir. Bunu “cennette yerlerini göstermek ve günahlarını bağışlayarak cennete girecek hale getirmek, huzur ve sükûna kavuşturmak” şeklinde yorumlamak mümkün olmakla beraber bu yorumda lafızlar zorlanmaktadır. Bizim tercih ettiğimiz anlayışta âyet, “öldürülmeden önceki oluşu” ifade etmektedir; yani Allah yolunda öldürülenler daha önce, onların şehid olacaklarını bilen Allah’ın lutfu ile bu kıvama gelmekte, öldükten sonra da Allah’ın dünyada iken kitabında anlatarak tanıttığı veya oraya girdikten sonra tanıtacağı cennete girmektedirler.

 

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 48-49
 

سَيَهْد۪يهِمْ وَيُصْلِحُ بَالَهُمْۚ

 

Fiil cümlesidir.  سَيَهْد۪يهِمْ  fiilinin başındaki  سَ  harfi tekid ifade eden istikbal harfidir. 

يَهْد۪يهِمْ  fiili  ى  üzere mukadder damme ile merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘ dir. Muttasıl zamir  هِمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.

يُصْلِحُ  atıf harfi  و ‘la makabline matuftur. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

يُصْلِحُ  damme ile merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.  بَالَهُمْ  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir  هُمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. 

يُصْلِحُ fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İf’al babındadır. Sülâsîsi  صلح ’dir.

İf’al babı fiille tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar.

 

سَيَهْد۪يهِمْ وَيُصْلِحُ بَالَهُمْۚ

 

Ayet beyânî istînâf olarak fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır. Fiilin başındaki gelecek zaman bildiren  سَ  harfi, vaat ve tehdit bildiren muzari fiile dahil olduğunda tekid ifade eder.

Ayetin muhtevasındaki iki cümle müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Hükümde ortaklık nedeniyle makabline atfedilen  وَيُصْلِحُ بَالَهُمْۚ  cümlesi, müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Muzari fiil teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

يُصْلِحُ - سَيَهْد۪يهِمْ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.

Cenab-ı Hak  اَصْلَحَ بَالَهُمْ (Muhammed/2)'de, müminlere, imanları ve salih amelleri sebebiyle vadettiği şeyi vadedip ve iman ile salih amel de onlardan sudur edince, bunun mükâfatını, olmuş bitmişliğe delalet eden mazi sıygasıyla beyan buyurdu.. Burada ise onlara savaşmaları, ölmeleri ve öldürmeleri sebebiyle vaatte bulunmuştur, lafızda da, istikbale delalet eden   يُصْلِحُ بَالَهُمْۚ (Muhammed/4) istikbale delalet eden muzari sıygasıyla, 'Ve hallerini iyileştirecek" buyurmuştur. (Fahreddin er-Râzî)