Necm Sûresi 34. Ayet

وَاَعْطٰى قَل۪يلاً وَاَكْدٰى  ...

Şimdi yüz çevireni; pek az verip de kaskatı cimrileşeni gördün mü?  (33 - 34. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَأَعْطَىٰ ve vereni ع ط و
2 قَلِيلًا azıcık ق ل ل
3 وَأَكْدَىٰ ve gerisini elinde tutanı ك د ي
 

Tefsirlerde bu âyetlerin bazı müşriklerin dönek ve tutarsız tutumlarını gösteren olaylarla ilgili olduğuna dair rivayetlere yer verilmekle beraber bunların sağlam haberler olmadığı anlaşılmaktadır; ayrıca olayların kurgusunda Kur’an’ın ilkelerine göre izahı kolay olmayan unsurlar bulunmaktadır. 34. âyetteki “kesen” diye tercüme edilen ekdâ kelimesi “sertleşme, katılaşma” mânasında aşırı cimriliği belirten kinâyeli bir anlatım olup bununla –bazan merhamete gelse de– dünya ve mal tutkusundan kurtulamayan, katı ve dayatmacı bir tavırla hasisliğini sürdürenler eleştirilmektedir (rivayetler için bk. Taberî, XXVII, 70-71; rivayetler ve eleştirileri için bk. Ateş, IX, 129-131) . 

Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 175
 

وَاَعْطٰى قَل۪يلاً وَاَكْدٰى

 

Fiil cümlesi atıf harfi و ‘la  تَوَلّٰى  fiiline matuftur.  اَعْطٰى  elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. قَل۪يلاً  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. اَكْدٰى  atıf harfi و ‘la makabline matuftur. اَكْدٰى  elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.

اَعْطٰى  fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. 

İf’al babındadır. Sülâsîsi عطو ’dir.

اَكْدٰى  fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İf’al babındadır. Sülâsîsi  كدى ’dir.

İf’al babı fiille tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar.

 

وَاَعْطٰى قَل۪يلاً وَاَكْدٰى

 

Ayet, atıf harfi  وَ ‘la önceki ayetteki sıla cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)

Mukadder masdarın sıfatı olan  قَل۪يلاً , mef’ûlü mutlaktan naibdir.

Aynı üslupta gelen  وَاَكْدٰى  cümlesi, hükümde ortaklık nedeniyle atıf harfi  وَ ‘la  اَعْطٰى قَل۪يلاً  cümlesine atfedilmiştir. 

Ayette tasrihî istiare vardır. Az veren ve sonra da vermekten kaçınan kişi, sert bir yeri kazmaktan vazgeçen kimseye benzetilmiştir.

اَعْطٰى - اَكْدٰى  kelimeleri arasında tıbâk-ı hafî sanatı vardır.

Az verip elini sıkı tutanı, yani vermeyi durduranı, bu da  أكْدى الحافِرُ  deyiminden gelir ki, kuyu kazanın sert kayaya rastlamakla kazı işini bırakmasıdır. Çoğunluk bunun Velid bin Muğire hakkında indiği görüşündedir. (Beyzâvî)

‘Vermemekte direnen’ diye tercüme ettiğimiz  أكْدى  kelimesi, sözlükte ‘taş gibi katılaştı, kazılması imkânsız oldu’, anlamlarına gelir. Bilahare bir şeyi isteyip elde edemeyen, tamamlamayan, sonuna varmayan herkes hakkında kullanılmaya başlanıldı.

Kamusta  اَكْدٰى ‘nın, ‘cimri oldu veya hayrı az oldu, ya da ihsanını azalttı’ manalarına geldiği söylenmektedir. Tâcu'l-Mesâdir'de اَكْدٰى , azı da kesti şeklinde izah edilmiştir. (Rûhu’l Beyân, Âşûr)