سَيَعْلَمُونَ غَداً مَنِ الْـكَذَّابُ الْاَشِرُ
سَيَعْلَمُونَ غَداً مَنِ الْـكَذَّابُ الْاَشِرُ
Fiil cümlesidir. Fiilinin başındaki سَ harfi tekid ifade eden istikbal harfidir.
يَعْلَمُونَ fiili نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur. غَداً zaman zarfı olup يَعْلَمُونَ fiiline mütealliktir.
مَنِ الْـكَذَّابُ amili يَعْلَمُونَ ‘nin iki mef’ûlü yerinde olarak mahallen mansubdur.
مَنِ istifham ismi mübteda olarak mahallen merfûdur. الْـكَذَّابُ haber olup lafzen merfûdur. الْاَشِرُ kelimesi الْـكَذَّابُ ‘un sıfatı olup damme ile merfûdur.
سَيَعْلَمُونَ غَداً مَنِ الْـكَذَّابُ الْاَشِرُ
Ayet mahzuf fiilin mekulü’l-kavl cümlesidir. Takdiri, قال تعالى (Allah Teâlâ dedi ki:) şeklindedir. Bu takdire göre cümle, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mekulü’l-kavle dahil olan istikbal harfi سَ tekid ifade eder. Cümle, müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır.
Muzari fiil, teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar. Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
غَداً zarfı zaman يَعْلَمُونَ fiiline mütealliktir. Yakın gelecek manasında kinayedir.
سَيَعْلَمُونَ fiilinin iki mef’ûlu yerindeki مَنِ الْـكَذَّابُ الْاَشِرُ cümlesinde, istifham harfi مَنِ , mübteda olarak mahallen merfûdur. الْـكَذَّابُ haberdir. İstifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. Istifham üslubunda geldiği halde soru kastı taşımayan cümle mecaz-ı mürsel mürekkeptir. Soruda tecahül-i arif sanatı vardır.
İbham üslubunda gelen cümle, kendilerinin en kötü yalancı olduğunu anlayacaklar manasındadır.
الْاَشِرُ kelimesi ـكَذَّابُ için sıfattır. الْـكَذَّابُ ve الْاَشِرُ sıfat-ı müşebbehe vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir. Bu kalıp bu vasfın mevsûfta sürekli varlığına, sıfatın mevsûfun bir parçası gibi ondan ayrılmayan bir özelliği olduğuna işaret eder.
Sıfat, mevsûfunun sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan tetmim ıtnâbı sanatıdır.
غَدًا demekle kastedilen “Yarın bugünle vardır” atasözündeki gibi, yakın gelecek zamandır, yani şimdiki zamanla birlikte gelecek zaman da vardır. (Âşûr)
‘’Öleceği günü istiyor’’. Ayet-i kerimede bununla kastedilen, onlara yakın azabın ineceği gündür. (Âşûr)
Burada "yarın"dan murad, azabın ineceği vakittir.
Yani yakın bir zamanda onlar, kimin yalancı ve şımarık kim olduğunu bileceklerdir; Salih peygamber midir, yoksa onu yalanlayanlar mıdır, anlayacaklardır. (Ebüssuûd)
سَيَعْلَمُون ‘nin zamirinde yarın ifadesi ile, Müslümanların Bedir'de zafer kazanacağı gün ve Mekke'nin fethedileceği gün kastedilmiştir. Yani Semud kıssasındaki yalancılar gibi yalancıların kim olduğunu yakında bilecekler demektir. (Âşûr)