وَكَذَّبَ بِه۪ قَوْمُكَ وَهُوَ الْحَقُّۜ قُلْ لَسْتُ عَلَيْكُمْ بِوَك۪يلٍۜ
Bu âyete göre Hz. Peygamber’in kavmi (Mekke müşrikleri) onun peygamberliğinin ve bildirdiklerinin gerçek olduğunu gereğince anlayıp kavramadıkları gibi onu yalanlamışlardır. Bazı müfessirler burada “hak” (gerçek) olduğu belirtilenden maksadın Hz. Muhammed’in peygamberliği, bazıları da Kur’ân-ı Kerîm olduğunu ifade etmişlerdir. Ancak 63-66. âyetler topluca dikkate alındığında bu gerçeğin söz konusu âyetlerde yer alan azap uyarısı olduğu görüşü ağır basar. Müşrikler gerçeği yani Hak kelâmı olan Kur’an’ı veya hak peygamber olan Hz. Muhammed’in risâletini ya da Allah’ın, aslında kendileri ve bütün insanlık için hayatî önem taşıyan uyarılarını gerektiği gibi anlamamışlar ve bu yüzden yalanlayıp reddetmişlerdir. Artık onlar helâke müstehak olmuşlardır. Bu sebeple 66. âyette Resûlullah’a “Ben size kefil değilim” demesi emredilmiştir. “Vekil” olarak çevirdiğimiz vekîl kelimesi Kur’an dilinde “koruyan, kollayan, savunan, esirgemeye çalışan” gibi anlamlara gelir. Hz. Peygamber’in inkârcılara karşı aslî görevi davet, tebliğ ve uyarıdır; onların kalplerindeki bâtıl inançları zorla değiştirmek onun elinde değildir; dolayısıyla onlar adına bir kefalet yükümlülüğü de yoktur.
Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 421
وَكَذَّبَ بِه۪ قَوْمُكَ وَهُوَ الْحَقُّۜ
Fiil cümlesidir. وَ istînâfiyyedir. كَذَّبَ fetha üzere mebni mazi fiildir. بِه۪ car mecruru كَذَّبَ fiiline müteallıktır.
قَوْمُكَ fail olup lafzen merfûdur. Muttasıl zamir كَ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
وَ haliyyedir. Munfasıl zamir هُوَ mübteda olarak mahallen merfûdur. الْحَقُّ haber olup lafzen merfûdur.
كَذَّبَ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir.
Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi كذب’dir. Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef’ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
قُلْ لَسْتُ عَلَيْكُمْ بِوَك۪يلٍۜ
Fiil cümlesidir. قُلْ sükun üzere mebni emir fiildir. Fail ise müstetir zamir أنت’dir. Mekulü’l-kavli, لَسْتُ عَلَيْكُمْ ’dir. قُلْ fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubtur.
لَسْتُ nakıs camid fiildir. كَانَ gibi isim cümlesinin başına gelir, ismini ref haberini nasb eder. تُ muttasıl zamiri لَيْسَ ’nin ismi olarak mahallen merfûdur.
عَلَيْكُمْ car mecruru وَك۪يلٍ ’e müteallıktır. بِ harf-i ceri zaiddir. وَك۪يلٍ lafzen mecrur, لَيْسَ’nin haberi olarak mahallen mansubtur.وَكَذَّبَ بِه۪ قَوْمُكَ وَهُوَ الْحَقُّۜ
وَ istînâfiyyedir. Ayetin ilk cümlesi müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Cümlede car-mecrur önemine binaen faile takdim edilmiştir.
Mübteda ve haberden müteşekkil ikinci cümle olan وَهُوَ الْحَقُّ, haldir. Sübut ifade eden isim cümlesi faide-i haber inkârî kelamdır.
Müsnedin tarifi bu vasfın mübtedada kemâl derecede olduğunu belirtmesi yanında, kasr ifade etmiştir. Müsnedin, müsnedün ileyhe kasrı söz konusudur. Kasr-ı sıfat ale’l-mevsûftur. Yani Hakk olma vasfı O’ndan başkasında bulunmaz.
Kasr-ı sıfat ale’l-mevsûfun manası; sıfatın bu mevsûftan başkasında bulunmadığının ifade edildiği şekildir. Ama aynı zamanda mevsûfta başka sıfatların bulunduğunu da ifade eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meâni İlmi )
قَوْمُكَ izafeti muzâfı tahkir içindir.
كَذَّبَ - الْحَقُّ kelimeleri arasında tıbâk-ı hafî sanatı vardır.
Onlardan قَوْمُكَ şeklinde bahsedilmesi; kendilerinden olan birine yaptıkları kötü muamelenin tescili içindir. (Âşûr)
Ayetteki وَكَذَّبَ بِه۪ ifadesindeki, ه zamirinin neyi gösterdiği hususunda çeşitli görüşler bulunmaktadır:
1. Zamir, bir önceki ayette bahsedilen azaba racidir yani “O azap haktır, mutlaka onların başına gelecektir.” demektir.
2. Bu zamir, “Kur’an’a racidir.” ve “O Kur’an, Allah katından indirilmiş bir kitap olması hususunda hak ve doğrudur.” manasına gelir.
3. Bu zamir, kâfirlerin iyice açıklanmasına racidir ve şu manayadır: “O, haktır. Çünkü onlar bu şeylerin, delil olduklarını yalanlıyorlar.” (Fahreddin er-Razi)
قُلْ لَسْتُ عَلَيْكُمْ بِوَك۪يلٍۜ
İstînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. قُلْ fiilinin mekulü’l-kavli sübut ifade eden menfi isim cümlesi olup faide-i haber inkârî kelamdır.
Cümlede ليس ’nin haberine dahil olan zaid بِ harfi tekid ifade eder.
Car-mecrur عَلَيْكُمْ amili olan بِوَك۪يلٍ ’e takdim edilmiştir. Bu takdim kasr ifade eder. Takdim kasrlarında takdim edilen unsur maksûrun aleyhtir. Onların üzerine vekil olmadığı kesin bir dille belirtilmiştir.