En'âm Sûresi 87. Ayet

وَمِنْ اٰبَٓائِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ وَاِخْوَانِهِمْۚ وَاجْتَبَيْنَاهُمْ وَهَدَيْنَاهُمْ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ  ...

Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bir kısmını da. Bütün bunları seçtik ve bunları dosdoğru bir yola ilettik.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَمِنْ ve
2 ابَائِهِمْ babalarından ا ب و
3 وَذُرِّيَّاتِهِمْ ve çocuklarından ذ ر ر
4 وَإِخْوَانِهِمْ ve kardeşlerinden ا خ و
5 وَاجْتَبَيْنَاهُمْ onları seçtik ج ب ي
6 وَهَدَيْنَاهُمْ ve onları ilettik ه د ي
7 إِلَىٰ
8 صِرَاطٍ yola ص ر ط
9 مُسْتَقِيمٍ doğru ق و م
 

Araplar’ın ataları olarak bildikleri (Hac 22/78) ve saygı duydukları İbrâhim’le birlikte on sekiz peygamberin ismi zikredilerek hepsinin de hidayet üzere yaşadıkları, iyi ve sâlih kimselerden oldukları, bunların atalarından ve zürriyetlerinden de, Allah’ın fazlu keremiyle, âlemlere üstün kılınmış kimselerin bulunduğu; bütün bu sayılanların doğru yoldan giderek hidayete kavuşturulmuş seçkin insanlar olduğu ifade edildikten sonra “İşte bu, Allah’ın hidayetidir; O, bununla kullarından dilediğini doğru yola ulaştırır. Eğer onlar (siz Kureyş müşrikleri gibi) Allah’a ortak koşsalardı, yapageldikleri iyi şeyler elbette boşa giderdi” buyurularak, Câhiliye Arapları’nın, ataları İbrâhim’in de içinde bulunduğu bu üstün insanların gittikleri doğru yoldan saptıklarına zımnen işaret edilmektedir.

 

Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 436-437
()

 

جَبَى toplamak/tahsil etmek demektir. جَبَيْتُ الْمَاءَ فِي الْحَوْضِ suyu havuzda topladım denir. جَابِيَة suyu toplayan havuza  denir. Çoğulu جَوَاب şeklinde gelir ve Sebe sûresinde bir ayette de bu şekilde geçmektedir. إجْتِبَاءٌ en hâlisini, safını seçme şeklinde toplama demektir ve Kuran-ı Kerim’de bu kalıpta da geçmektedir. (Müfredat) 

Kuran’ı Kerim’de türevleriyle birlikte 12 ayette geçmiştir. (Mucemul Müfehres)

 Türkçede kullanılan şekilleri Müctebâ ve çabadır. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)

 

وَمِنْ اٰبَٓائِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ وَاِخْوَانِهِمْۚ وَاجْتَبَيْنَاهُمْ وَهَدَيْنَاهُمْ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ

 

 

وَ  atıf harfidir.  مِنْ اٰبَٓائِهِمْ  car mecruru  فَضَّلْنَا  fiiline müteallıktır. Muttasıl zamir  هِمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

ذُرِّيَّاتِهِمْ  izafeti atıf harfi  وَ ’la  مِنْ اٰبَٓائِهِمْ ’e matuftur.  اِخْوَانِهِمْۚ  de aynı şekilde  مِنْ اٰبَٓائِهِمْ ’e matuftur.

وَ  atıf harfidir.  اجْتَبَيْنَاهُمْ  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri  نَا  fail olarak mahallen merfûdur.

Muttasıl zamir  هُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.

وَ  atıf harfidir.  هَدَيْنَاهُمْ  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri  نَا  fail olarak mahallen merfûdur.

Muttasıl zamir  هُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.

اِلٰى صِرَاطٍ  car mecruru  هَدَيْنَاهُمْ  fiiline müteallıktır.  مُسْتَق۪يمٍ  kelimesi ise  صِرَاطٍ ’in sıfatıdır.

مُسْتَق۪يمٍ  sülâsî mücerrede üç harf ilave edilerek mezid yapılan istifâl babından ism-i faildir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

اجْتَبَيْنَاهُمْ fiili, sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil iftiâl babındadır. Sülâsîsi جبي’dir. İftiâl babı fiile mutavaat (dönüşlülük), ittihaz (edinmek, bir şeyi kendisi için yapmak), müşareket (ortaklık), izhar (göstermek), ihtiyar (seçmek), talep ve çaba göstermek manaları katar. İftiâl kalıbı hem soyut hem somut anlamlı fiiller için kullanılır.
 

وَمِنْ اٰبَٓائِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ وَاِخْوَانِهِمْۚ وَاجْتَبَيْنَاهُمْ وَهَدَيْنَاهُمْ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ

 

وَ  atıftır. Car-mecrur önceki ayetteki  فَضَّلْنَا ’ya veya 84. ayetteki  هَدَيْنَا ’ya müteallıktır.

ذُرِّيَّاتِهِمْ وَاِخْوَانِهِمْۚ  kelimeleri  اٰبَٓائِهِمْ ‘e matuftur. Atıf sebebi temâsüldür. Bu kelimelere dahil olan  مِنْ  harfi ba’diyet bildirir.

وَاجْتَبَيْنَاهُمْ  cümlesi  فَضَّلْنَا ’ya matuftur. Müspet mazi fiil cümlesidir. Faide-i haber ibtidaî kelamdır. Aynı üsluptaki  وَهَدَيْنَاهُمْ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ  cümlesi, makabline matuftur.

Hidayet kelimesinin üç kullanımı vardır: Harfsiz, اِلٰى  harfiyle ve ل  harfiyle gelebilir. Harfsiz kullanım, daha genel bir ifadedir, her iki türü de kapsar.  اِلٰى  harfiyle kullanım tamamen dalalette olanı hidayete erdirmek manasındadır.  ل  harfiyle kullanım, doğru yolda iken biraz sapanı yolun sonuna, hedefe varana kadar hidayete erdirmek manasındadır. 

صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ  sıfat tamlamasının nekre gelişi tazim ifade eder. Sıfat dolayısıyla cümlede ıtnâb sanatı vardır.

Sıratı müstakimden kasıt hak dindir. Bu ibarede istiare vardır. Sırat, hak manasında müsteardır. (Âşûr)

اٰبَٓائِهِمْ - ذُرِّيَّاتِهِمْ - اِخْوَانِهِمْۚ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.