خُذُوهُ فَغُلُّوهُۙ
خُذُوهُ فَغُلُّوهُۙ
Fiil cümlesidir. خُذُوهُ fiili نَ ‘un hazfıyla mebni emir fiildir. Zamir çoğul وَ ’ı fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir هُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
غُلُّوهُ atıf harfi ف ile makabline matuftur.
فَغُلُّوهُ fiili نَ ‘un hazfıyla mebni emir fiildir. Zamir çoğul وَ ’ı fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir هُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.خُذُوهُ فَغُلُّوهُۙ
Ayet, takdiri يُقالُ (Denir) olan mukadder sözün mekulü’l kavlidir. Bu takdire göre cümle müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mekulü’l-kavl olan خُذُوهُ , emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
Hitap, azab ile görevli zebanileredir. Mekulü’l-kavlin müteallakının hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır.
Aynı üslupta gelen فَغُلُّوهُ cümlesi, atıf harfi فَ ile makabline atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur.
Emir üslubunda talebî inşaî isnaddır.
Bu ve bundan sonraki emirler, yüce Allah'ın zebânilere verdiği emirlerdir. O kimsenin ağzından o işe yaramayan mal ve saltanata söyleniyormuş gibi hikâye tarzında gizli bir "dedi" sözüyle söylenmiştir. (Elmalılı)
خُذُوهُ فَغُلُّوهُۙ Rabbine isyan eden bu adamı yakalayın, ellerini demir bukağı ile boynuna toplayıp bağlayın. Başı hareket etmesin, buyurur.
Fıkıhta, bir adamın kölesinin ellerini boynuna bağlaması, mekruh sayılmıştır. Çünkü bu cehennem ehlinin cezasıdır. (Rûhu’l Beyân, Âşûr)