وَلَقَدْ مَكَّنَّاكُمْ فِي الْاَرْضِ وَجَعَلْنَا لَكُمْ ف۪يهَا مَعَايِشَۜ قَل۪يلاً مَا تَشْكُرُونَ۟
“Bir mekâna koyma, yerleştirme” anlamına gelen âyet metnindeki temkîn kavramı mecazi olarak “birine tasarruf gücü ve yetkisi verme” mânasında da kullanılır. Buna göre âyette bütün insanlara hitaben “Sizi dünyaya yerleştirdik; orayı işleyip mâmur etmeye, dünyadaki diğer varlıklar üzerinde tasarrufta bulunmaya muktedir kıldık” buyurulmuştur. Kuşkusuz bu iktidar da akıl ve düşünme melekelerinin bir sonucudur. “Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” ifadesi, Allah’ın anılan lutuflarına muhatap oldukları halde şükür borcunda kusur eden herkese yönelik bir itham ve sitemdir.
Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 504
عَيْشٌ canlılara has olan hayattır.(حَياة) hayat kelimesinden daha özel anlamlıdır. Zira hayat, hem canlı varlıklar hem Yüce Allah hem de melekler için kullanılır.
Kişinin yaşama amacıyla elde etmek için kendisini zorladığı şeyler için söylenen مَعِيِشَة sözcüğü de buradan türemiştir. (Müfredat)
Kuran’ı Kerim’de türevleriyle birlikte 8 ayette geçmiştir. (Mucemul Müfehres)
Türkçede kullanılan şekilleri maîşet, iâşe ve ayyaştır. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)
وَلَقَدْ مَكَّنَّاكُمْ فِي الْاَرْضِ وَجَعَلْنَا لَكُمْ ف۪يهَا مَعَايِشَۜ
وَ istînâfiyyedir. لَ mukadder kasemin cevabına gelen muvattie harfidir. قَدْ tahkik harfidir. Tekid ifade eder.
مَكَّنَّاكُمْ sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri نَا fail olarak mahallen merfûdur.
Muttasıl zamir كُمْ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur. فِي الْاَرْضِ car mecruru مَكَّنَّاكُمْ fiiline müteallıktır.
وَ atıf harfidir. جَعَلْنَا sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekkellim zamiri نَا fail olarak mahallen merfûdur.
لَكُمْ car mecruru جَعَلْنَا fiilinin ikinci mef’ûlune müteallıktır. ف۪يهَا car mecruru مَعَايِشَ’nin mahzuf haline müteallıktır.
مَعَايِشَ kelimesi جَعَلْنَا fiilinin ikinci mef’ûlun bihi olup fetha ile mansubtur.
مَكَّنَّاكُمْ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir.
Tef’il babındandır. Sülâsîsi مكن’dir.
Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef'ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
قَل۪يلاً مَا تَشْكُرُونَ۟
قَل۪يلاً mahzuf bir mef’ûlu mutlaktan naibtir. Takdiri, تشكرون شكرا قليلا (Az bir şükürle şükredersiniz) şeklindedir. مَا kılleti tekid etmek için zaid harftir.
تَشْكُرُونَ۟ fiili نَ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.وَلَقَدْ مَكَّنَّاكُمْ فِي الْاَرْضِ وَجَعَلْنَا لَكُمْ ف۪يهَا مَعَايِشَۜ
وَ istînâfiyyedir. لَ mahzuf kasemin cevabına gelen harftir. Kasem fiilinin hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır. Mahzufla birlikte cümle kasem üslubunda gayrı talebî inşâî isnaddır.
Cevap cümlesi, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber inkârî kelamdır. قَدْ ve لَ tekid ifade eder.
Yine mazi fiil sıygasında gelen وَجَعَلْنَا لَكُمْ ف۪يهَا مَعَايِشَ cümlesi, kasemin cevabına atfedilmiştir.
وَلَقَدْ مَكَّنَّاكُمْ فِي الْاَرْضِ [Sizi yeryüzüne yerleştirdik] yani size oradan bir yerleşme yeri tayin ettik ya da sizleri oraya hakim kıldık; orada tasarrufta bulunma kudreti verdik. وَجَعَلْنَا لَكُمْ ف۪يهَا مَعَايِشَ [Sizin için orada geçimlikler meydana getirdik.] مَعَايِشَ kelimesi مَاعشَة’in çoğulu olup insanın hayatını devam ettirdiği yiyecek, içecek vb. şeyler ya da bunlara ulaşmayı sağlayan şeyler anlamındadır. (Keşşâf, Âşûr)
قَل۪يلاً مَا تَشْكُرُونَ۟
Ayetin son cümlesi istînâfiye olarak fasılla gelmiştir. Mef’ûlü mutlaktan naib قَل۪يلاً ve zaid harf مَا ile tekid edilmiş fiil cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. Cümlenin takdiri تشكرون شكرا قليلا [Az bir şükürle şükredersiniz.] şeklindedir.
قَل۪يلاً مَا تَشْكُرُونَ۟ cümlesinde azlıktan murad, yokluk da olabilir. Bakara Suresi 88’de geçen [o yüzden çok az iman ederler] cümlesindeki azlık da yokluk manasındadır.
[Ne kadar da az şükrediyorsunuz!] cümlesi, muhatabın kötü hallerini yüzlerine vuruyor ve onları bundan sakındırıyor. (Ebüssuûd)