A'râf Sûresi 174. Ayet

وَكَذٰلِكَ نُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ وَلَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ  ...

Hakka dönsünler diye işte âyetleri böylece ayrı ayrı açıklıyoruz.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَكَذَٰلِكَ işte böyle
2 نُفَصِّلُ biz açıklıyoruz ف ص ل
3 الْايَاتِ ayetleri ا ي ي
4 وَلَعَلَّهُمْ artık herhalde
5 يَرْجِعُونَ döner(yola gelir)ler ر ج ع
 
 

وَكَذٰلِكَ نُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ وَلَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ

 

وَ  istînâfiyyedir.  كَ  harf-i cerdir.  مثل ; ‘’gibi’’ demektir. Bu ibare  نُفَصِّلُ  fiilinin mahzuf mef’ûlu mutlakına müteallıktır. Takdiri;  نفصّل الآيات تفصيلا كذلك التفصيل السابق (Ayetleri öncekiler gibi detaylı olarak anlatıyoruz.) şeklindedir.

ذا  işaret ismi, sükun üzere mebni mahallen mecrur, ism-i mecrurdur.  ل  harfi buud yani uzaklık bildiren harf,  ك  ise muhatap zamiridir.

نُفَصِّلُ  merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri  نحن dur.  الْاٰيَاتِ  mef’ûlun bih olup cemi müennes salim olduğu için nasb alameti kesradır.

نُفَصِّلُ  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Tef’il babındandır. Sülâsîsi  فصل ‘dir.

Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.

وَ  atıf harfidir.  لَعَلَّ ,  terecci harfidir. Vukuu mümkün durumlarda kullanılır. İsim cümlesinin önüne gelir.  إنّ  gibi ismini nasb haberini ref eder.

هُمْ  muttasıl zamiri,  لَعَلَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubtur.  يَرْجِعُونَ  fiili  لَعَلَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur. 

يَرْجِعُونَ  fiili  نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
 

وَكَذٰلِكَ نُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ وَلَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ

 

وَ , istînâfiyyedir. Ayette îcâz-ı hazif vardır.  كَذٰلِكَ , takdiri  نُفَصِّلُ  olan fiilin mahzuf mef’ûlü mutlakına müteallıktır.

وَكَذٰلِكَ نُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ  cümlesi, iki kıssa arasında mu’terızadır.  وَ , itiraziyyedir.(Âşûr)

كَذٰلِكَ  kendinden önceki bir manaya işaret eder. Ancak çoğu zaman o da müstakil bir lafız değildir. Burada hem  كَ  hem de  ذٰ  işaret ismi aynı şeye işaret eder. Dolayısıyla bu durumu benzetecek yine kendisinden daha mükemmel bir şey bulunamadığını ifade eder. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâğî Tefsiri 5, Duhan/28, S. 101)

كَذٰلِكَ [İşte böyle], aslında uzaktaki bir nesneye işaret için kullanılır. Buradaki istimali, işaret edilen nimetin derecesinin, faziletteki mertebesinin yüksekliğini bildirmek içindir. (Ebüssuûd)

Cümle müspet muzari fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelamdır.

وَ , istinafiyedir. Gayr-ı talebî inşâ cümlesidir. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir.

لَعَلَّ , terecci harfidir. Vukuu mümkün durumlarda kullanılır. Haberinin muzari fiil olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Ayrıca muzari fiil olayı zihinde canlandırmayı sağlayarak muhatabı etkiler.

Ta’lil cümleleri anlamı açıklamak, zenginleştirmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.

‘Umulur ki’ anlamında olan bu harf, Allah Teâlâ’ya isnad edildiğinde ‘’...olsun diye, ...olması için’’ şeklinde tercüme edilir. Dolayısıyla cümle vaz edildiği inşâ formundan çıktığı için mecaz-ı mürsel mürekkebtir.

لَعَلَّ  edatı, terecci içindir yani “ümitvar olma” manasını ifade eder ve bir de beklenti içinde olmak demektir ki her ikisi de aynı manaya gelir demektir. Fakat bu beklenti Kerîm olan bir zattan olmalı, kişi O’ndan beklemelidir. İşte bu, yerine getirmesi kesin olan vaadinin yerine bir ifadedir. İmam Sîbeveyh de bu görüştedir. Ancak Kutrub (v. 106/724); لَعَلَّ kelimesi “için” manasındadır, demiştir. (Nesefî, Medâriku’t-Tenzîl Ve Hakâîku’t-Te’vîl)

الرُّجُوعُ lafzı, şirki terk etmek manasında müsteardır. Büründüğü halden çıkmak;  yerleştiği yere geri dönmek için bulunduğu yeri terk etmeye benzetilmiştir. Bu teşbih, şirk halini gurbet haline benzetir. Çünkü şirk fıtratın gereği değildir.  Bunun için şirke bulaşmak; yolcunun bulunduğu yerden ayrılması gibi, yaratıldığı halden ayrılmak demektir. Aynı şekilde tevhid hali,  kişinin mahalline ve yaşadığı yere ve sığındığı yere benzetilmiştir. Kur’anda geçen  الرُّجُوعُ  ifadesi, müşriklerin şirki terk etmelerini ifade eder. (Âşûr)

تَتَّقُونَ  kelimesinde müennesin müzekkere katılması yoluyla tağlîb sanatı vardır. 

لعل  harfi gibi ümit ifade eden bir lafız getirmekten murad takvalı olmaya teşviktir. Kur’an’da Allah’a isnad edilen  لَعَلَّ  sözleri “muhakkak ki” anlamına gelir. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâğî Tefsiri 5, Duhan/58)

Allah Teâlâ hakkında kullanılan  لَعَلَّ  ve  عسى  ifadeleri haberin kesin olarak gerçekleşeceğini bildirir. (Ebüssuûd, Muhammed Ebu Musa)