فَلَمَّٓا اٰتٰيهُمَا صَالِحاً جَعَلَا لَهُ شُرَكَٓاءَ ف۪يمَٓا اٰتٰيهُمَاۚ فَتَعَالَى اللّٰهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | فَلَمَّا | fakat ne zaman |
|
2 | اتَاهُمَا | (Allah) verdi onlara |
|
3 | صَالِحًا | iyi, güzel (bir çocuk) |
|
4 | جَعَلَا | başladılar |
|
5 | لَهُ | O’na |
|
6 | شُرَكَاءَ | ortaklar koşmağa |
|
7 | فِيمَا | şeyde |
|
8 | اتَاهُمَا | kendilerine verdiği |
|
9 | فَتَعَالَى | oysa yücedir |
|
10 | اللَّهُ | Allah |
|
11 | عَمَّا | şeylerden |
|
12 | يُشْرِكُونَ | onların ortak koştukları |
|
فَلَمَّٓا اٰتٰيهُمَا صَالِحاً جَعَلَا لَهُ شُرَكَٓاءَ ف۪يمَٓا اٰتٰيهُمَاۚ
فَ atıf harfidir. لَمَّٓا kelimesi حين (...dığı zaman) manasında şart anlamı taşıyan zaman zarfıdır. Cümleye muzâf olur.
اٰتٰيهُمَا şart fiili olup elif üzere mukadder damme ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هُو ’dir.
Muttasıl zamir هُمَا mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur. صَالِحاً ikinci mef’ûlun bih olup fetha ile mansubtur.
Şartın cevabı جَعَلَا لَهُ شُرَكَٓاءَ’dir. جَعَلَا fetha üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir
( ا ), fail olarak mahallen merfûdur.
Değiştirme manasına gelen جَعَلَ kelimesi 3 şekilde gelir:
1. Bir şeyden başka bir şey meydana getirmek
2. Bir halden başka bir hale geçmek
3. Bir şeyle başka bir şeye hükmetmek.
Bu ayette “bir halden başka bir hale geçmek” manasında kullanılmıştır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
لَهُ car mecruru جَعَلَا fiilinin mahzuf ikinci mef’ûlun bihine müteallıktır. شُرَكَٓاءَ kelimesi mef’ûlun bihtir. Sonunda zaid, yani kelimenin kök harflerinden olmayan elif-i memdude olan isimlerden olduğu için gayri munsariftir.
Gayri munsarif isimler: Kesra (esre) ve tenvini alamayan isimlerdir. Gayri munsarif isimler esre yerine fetha alırlar. Yani bu isimler ref halinde damme, nasb halinde fetha, cer halinde yine fetha alırlar.
Gayri munsarife “memnu’un mine’s-sarf (اَلْمَمْنُوعُ مِنَ الصَّرفِ)” da denir.
Arapçada kullanılmakla birlikte arapça kökenli olmayan alem (özel) isimler (Yer, ülke, kişi adları vb. gibi isimler) de gayri munsariftir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
مَٓا müşterek ism-i mevsûlu, ف۪ي harf-i ceriyle birlikte شُرَكَٓاءَ’ye müteallıktır. İsm-i mevsûlun sılası اٰتٰيهُمَا’dır. Îrabtan mahalli yoktur.
اٰتٰيهُمَا elif üzere mukadder damme ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هُو ’dir.
Muttasıl zamir هُمَا mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.
فَتَعَالَى اللّٰهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ
فَ istînâfiyyedir. تَعَالٰى elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. اللّٰهُ lafza-i celâli, fail olup lafzen merfûdur.
مَا müşterek ism-i mevsûlu, عَنْ harf-i ceriyle birlikte تَعَالٰى fiiline müteallıktır. İsm-i mevsûlun sılası يُشْرِكُونَ ’dir. Îrabtan mahalli yoktur.
يُشْرِكُونَ fiili نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
يُشْرِكُونَ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İf’al babındandır. Sülâsîsi شرك ’dir.
İf’al babı fiile tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de fiilin mücerret manasını ifade eder.فَلَمَّٓا اٰتٰيهُمَا صَالِحاً جَعَلَا لَهُ شُرَكَٓاءَ ف۪يمَٓا اٰتٰيهُمَاۚ
Tertip ve takip ifade eden فَ harfi ile gelen ayet, şart üslubunda haberî isnaddır.
Şart cümlesi aynı zamanda muzâfun ileyh olan اٰتٰيهُمَا صَالِحاً cümlesidir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Cevap cümlesi olan …جَعَلَا لَهُ شُرَكَٓاءَ de, faide-i haber ibtidaî kelam olan mazi fiil cümlesidir. Şart ve cevap cümlelerinden müteşekkil terkip, şart üslubunda faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mecrur mahaldeki müşterek ism-i mevsûl جَعَلَا ,مَٓا fiiline müteallıktır. Sılası اٰتٰيهُمَاۚ, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Mevsûlde müphem yapısı nedeniyle tevcih sanatı vardır.
اٰتٰيهُمَا kelimesinin tekrarında reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır.
شُرَكَٓاءَ kelimesinde irsâd sanatı vardır.
”Bu çocuk hakkında O’na eşler tutmaya başladılar.” ifadesi, hoş karşılamama ve uzak görme üslubunda olmak üzere istifham manasında bir ifadedir. (Fahreddin er-Râzî)
Bunun bir atiyye olduğuna itibar edilerek veya çocukluk hali dolayısıyla akılsızlara benzemesi dolayısıyla مَن değil ما ism-i mevsûlu gelmiştir. (Âşur)
فَتَعَالَى اللّٰهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ
فَ atıf harfidir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde اللّٰهِ isminin zikredilmesi tecrîd sanatıdır.
Müsnedün ileyhin bütün esma-i hüsnaya ve kemâl sıfatlara şamil olan lafza-i celâlle marife olması telezzüz, teberrük ve haşyet duyguları uyandırmak içindir.
Mecrur mahaldeki müşterek ism-i mevsûl فَتَعَالَى ,مَٓا fiiline müteallıktır. Sılası يُشْرِكُونَ, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Mevsûlde müphem yapısı nedeniyle tevcih sanatı vardır.
شُرَكَٓاءَ ile يُشْرِكُونَ kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
Ayetteki fiillerin hepsi mazi sıygasında gelerek hudûs, sebat, temekkün ve istikrar ifade etmiştir. (Âşûr, Mümtehine Suresi, 6)
Bu kelam, taaccüb manasını içeren bir tenzihtir. (Ebüssuûd)
هُوَ الَّذِي خَلَقَكم مِن نَفْسٍ واحِدَةٍ sözündeki muhataptan gaibe iltifat vardır. Bu ikisinin arasında ise 5 tane müsenna zamir geçmiştir. (Âşûr)