A'râf Sûresi 84. Ayet

وَاَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ مَطَراًۜ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُجْرِم۪ينَ۟  ...

Onların üstüne bir azap yağmuru yağdırdık.” Bak, suçluların akıbeti nasıl oldu.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَأَمْطَرْنَا ve yağdırdık م ط ر
2 عَلَيْهِمْ üzerlerine
3 مَطَرًا bir yağmur م ط ر
4 فَانْظُرْ bak ن ظ ر
5 كَيْفَ nasıl ك ي ف
6 كَانَ oldu ك و ن
7 عَاقِبَةُ sonu ع ق ب
8 الْمُجْرِمِينَ suçluların ج ر م
 

Lût’un karısı geride kalıp kurtulma imkânını kaybetti. Çünkü o da inkârcılardandı (ayrıca bk. Tahrîm 66/10). Belki de o, Sodom halkındandı ve bu yüzden Lût’un ailesiyle birlikte buradan ayrılmak istememişti. Lût ve ailesi diğer inananlarla birlikte ülkeden ayrıldıktan sonra geride kalanlar başlarına taş yağdırılmak suretiyle helâk edildiler (bk. Hûd 11/81-83).

Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 552

 

مطر Metara :

 مَطَرٌ  buluttan dökülen su demektir. يَوْمٌ مُمْطِرٌ Yağışlı gün manasında kullanılır. Hayırlar hakkında مَطَرَ fiilinin, azab hakkında ise أمْطَرَ  fiilinin kullanıldığı ifade edilmiştir. (Müfredat) Kuran-ı Kerim’de ise  her defasında menfi anlamda geçmiştir. (Hazırlayanın Notu) Kuran’ı Kerim’de türevleriyle birlikte 15 ayette geçmiştir. (Mucemul Müfehres) Türkçede kullanılan şekli mataradır.(Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)

 

وَاَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ مَطَراًۜ

 

Fiil cümlesidir.  وَ  haliyyedir.  اَمْطَرْنَا  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri  نَا  fail olarak mahallen merfûdur.

عَلَيْهِمْ  car mecruru  اَمْطَرْنَا  fiiline müteallıktır.  مَطَراً  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubtur.

اَمْطَرْنَا  fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir.

İf’al babındandır. Sülâsîsi  مطر ’dir.

İf’al babı fiile, tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de fiilin mücerret manasını ifade eder.


 فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُجْرِم۪ينَ۟

 

فَ  istînâfiyyedir.  انْظُرْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Fail ise müstetir olup takdiri  أنت ’dir. 

 كَيْفَ  istifham ismi,  كَانَ ’nin mukaddem haberidir.  كَانَ  nakıs fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder.

عَاقِبَةُ  kelimesi  كَانَ ’nin muahhar ismi olup merfûdur.  الْمُجْرِم۪ينَ۟  muzâfun ileyh olup cer alameti  ى  harfidir. Çünkü cemi müzekker salimler harfle îrablanırlar.

الْمُجْرِم۪ينَ۟  sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babından ism-i faildir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَاَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ مَطَراًۜ

 

Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber inkârî kelam olan hal cümlesinde  قد  harfi mukadderdir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır. 

mef’ûlü mutlak olan  مَطَراًۜ  cümleyi tekid etmiştir.

اَمْطَرْنَا - مَطَراًۜ  kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

مَطَرًا  kelimesindeki tenkir tazim ve taaccüp içindir. Yani; halkları helak edecek şiddette bir yağmur demektir. (Âşûr)

وَاَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ مَطَراًۜ  [Onların üzerine yağmur yağdırdık.] Kur’an’da  مَطَراًۜ  kelimesi her zaman bir belayı çağrıştırır şekilde kullanılmıştır. Aslında yağmur demektir. Normal bir yağmur manasında hep  غيث  kelimesi kullanılmıştır. Yağmur anlamında  ودق , rahmet, su kelimeleri de kullanılmıştır. Burada yağmur için “enzele” fiili değil,  اَمْطَرْ  fiili kullanılmış, böylece mefulü, mefulü mutlak olmuştur. Türkçemizde kullandığımız matara kelimesi bu kökten gelir. Daha fazla bilgi için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz.

http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/1522/CokYor/10153/Mete-Firidin/Kuranda-Yagis-Kelimeleri

 

 فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُجْرِم۪ينَ۟

 

فَ  istînâfiyyedir. Cümle, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.  كَيْفَ  istifham ismi,  كَانَ ’nin mukaddem haberidir.  كَانَ ’nin muahhar ismi,  الْمُجْرِم۪ينَ۟ ‘ye muzâf olan  عَاقِبَةُ ’dur.  كَانَ ’nin dahil olduğu bu isim cümlesi,  انْظُرْ  fiilinin mef’ûlü konumundadır.

Sübut ifade eden bu isim cümlesi, istifham üslubunda geldiği halde soru kastı taşımayıp tevbih ve tehdit manasına geldiği için mecaz-ı mürsel mürekkebtir. Ayrıca cümlede tecâhül-i ârif sanatı vardır.

فَ  harfi; yağdırdık, hadi bak da hemen görüver gibi bir anlam taşır.

Mücrim kelimesi isim olarak gelerek suç işlemenin onların devamlı bir hali olduğuna işaret edilmiştir.

Son cümle tefekkür ve görme ehliyeti olan herkes içindir. Maksat onları yaptıkları işlerden sakındırmaktır.