Meâric Sûresi 37. Ayet

عَنِ الْيَم۪ينِۙ وَعَنِ الشِّمَالِ عِز۪ينَ  ...

Şimdi, inkâr edenlere ne oluyor ki, boyunlarını uzatarak (alay etmek için) sağdan soldan gruplar hâlinde sana doğru koşuyorlar?  (36 - 37. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 عَنِ -dan
2 الْيَمِينِ sağ- ي م ن
3 وَعَنِ ve
4 الشِّمَالِ soldan ش م ل
5 عِزِينَ ayrı ayrı gruplar halinde ع ز و
 

Rivayete göre müşrikler sağdan soldan gruplar halinde gelip Hz. Peygamber’in etrafını sarar, başına üşüşür; onun müminlere cenneti müjdelemesini, inkârcıları da cehennem azabı ile uyarmasını işitince kendisiyle alay eder, “Muhammed’in dediği gibi bunlar cennete gireceklerse biz bunlardan daha önce gireriz!” derlerdi (Zemahşerî, IV, 159-160; Şevkânî, V, 338). İşte bu âyetler onların belirtilen davranışlarındaki çelişkiye ve Hz. Peygamber’i yalancılıkla itham ettikleri halde cennete girmeyi istemelerinin ne kadar tutarsız olduğuna işaret etmektedir. Onlar peygamberle alay edince Allah Teâlâ da, “Üstelik her biri nimetler cennetine yerleştirileceğini mi umuyor?” tarzındaki bir soru ile onları yermektedir. 39. âyetteki “asla, hayır!” anlamına gelen kellâ edatı da durumun ciddi olduğunu, müşriklerin gerçekten cennete giremeyeceklerini gösterir. “Biz onları, şu bildikleri şeyden yaratmışızdır” ifadesi ise insanın, kendisine önemsiz gibi gelen spermden yaratıldığına işaret eder; bu da onun gururlanacak bir varlık olmadığını, dolayısıyla müşriklerin kendilerini üstün görüp fakir müminleri küçümsemelerinin anlamsız olduğunu gösterir (bk. Kurtubî, XVIII, 294).

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 459-460
 

عَنِ الْيَم۪ينِۙ وَعَنِ الشِّمَالِ عِز۪ينَ

 

عَنِ الْيَم۪ينِ  car mecruru  مُهْطِع۪ينَ ‘ye mütealliktir. عَنِ الشِّمَالِ atıf harfi وَ ‘la makabline matuftur. عِز۪ينَ  ism-i mevsûlun diğer hali olup nasb alameti  ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.
 

عَنِ الْيَم۪ينِۙ وَعَنِ الشِّمَالِ عِز۪ينَ


عَنِ الْيَم۪ينِ  car mecruru, önceki ayetteki  مُهْطِع۪ينَ ’ye mütealliktir.  عَنِ الشِّمَالِ  car mecruru, عَنِ الْيَم۪ينِ ’ye matuftur. Cihet-i camiâ, tezattır.

عِز۪ينَ  kelimesi  الَّذ۪ينَ ’den haldir. Hal anlamı açıklamak için yapılan ıtnâb sanatıdır.

يَم۪ينِۙ - شِّمَالِ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr ve tıbâk-ı îcab sanatları vardır.

عَنِ  harfinin tekrarında cinas ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

Sağdan ve soldan bölük bölük ayrı gruplar halinde demektir. عِز۪ينَ  kelimesi  عِزْة 'nin çoğuludur, o da  عزوة  kökünden gelir. Sanki her grup ayrı bir şeye intisap etmektedir. Müşrikler Resulullah (sav) 'in etrafında halka halka oturur ve konuştuğu şeylerle alay ederlerdi. (Beyzâvî)