Meâric Sûresi 38. Ayet

اَيَطْمَعُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ اَنْ يُدْخَلَ جَنَّةَ نَع۪يمٍۙ  ...

Onlardan her biri Naîm cennetine sokulacağını mı umuyor?
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 أَيَطْمَعُ umuyor mu? ط م ع
2 كُلُّ her ك ل ل
3 امْرِئٍ biri م ر ا
4 مِنْهُمْ onlardan
5 أَنْ
6 يُدْخَلَ sokulacağını د خ ل
7 جَنَّةَ cennetine ج ن ن
8 نَعِيمٍ ni’met ن ع م
 

Rivayete göre müşrikler sağdan soldan gruplar halinde gelip Hz. Peygamber’in etrafını sarar, başına üşüşür; onun müminlere cenneti müjdelemesini, inkârcıları da cehennem azabı ile uyarmasını işitince kendisiyle alay eder, “Muhammed’in dediği gibi bunlar cennete gireceklerse biz bunlardan daha önce gireriz!” derlerdi (Zemahşerî, IV, 159-160; Şevkânî, V, 338). İşte bu âyetler onların belirtilen davranışlarındaki çelişkiye ve Hz. Peygamber’i yalancılıkla itham ettikleri halde cennete girmeyi istemelerinin ne kadar tutarsız olduğuna işaret etmektedir. Onlar peygamberle alay edince Allah Teâlâ da, “Üstelik her biri nimetler cennetine yerleştirileceğini mi umuyor?” tarzındaki bir soru ile onları yermektedir. 39. âyetteki “asla, hayır!” anlamına gelen kellâ edatı da durumun ciddi olduğunu, müşriklerin gerçekten cennete giremeyeceklerini gösterir. “Biz onları, şu bildikleri şeyden yaratmışızdır” ifadesi ise insanın, kendisine önemsiz gibi gelen spermden yaratıldığına işaret eder; bu da onun gururlanacak bir varlık olmadığını, dolayısıyla müşriklerin kendilerini üstün görüp fakir müminleri küçümsemelerinin anlamsız olduğunu gösterir (bk. Kurtubî, XVIII, 294).

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 459-460
 

اَيَطْمَعُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ اَنْ يُدْخَلَ جَنَّةَ نَع۪يمٍۙ

 

Fiil cümlesidir. Hemze istifham harfidir.  يَطْمَعُ  damme ile merfû muzari fiildir.  كُلُّ  fail olup lafzen merfûdur. Aynı zamanda muzâftır.  امْرِئٍ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. مِنْهُمْ  car mecruru  كُلُّ امْرِئٍ ‘in mahzuf sıfatına mütealliktir.  اَنْ  ve masdar-ı müevvel mahzuf harf-i cer ile  يَطْمَعُ  fiiline mütealliktir.

اَنْ  muzariyi nasb ederek manasını masdara çeviren harftir.  يُدْخَلَ  mansub meçhul muzari fiildir. Naib-i faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.  جَنَّةَ  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Aynı zamanda muzâftır.  نَع۪يمٍ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.

 

اَيَطْمَعُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ اَنْ يُدْخَلَ جَنَّةَ نَع۪يمٍۙ


Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. İstifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. Hemze, inkârî istifham harfidir. 

Buradaki istifhâm-ı inkârı, kınama ve azarla­ma ifade eder. (Safvetü’t Tefâsir)

İnkâr, (reddetme, yadsıma) manasına delalet etmek üzere en çok kullanılan istifham harfi hemzedir. Hemzeyi her zaman sorulan şey takip eder. İnkâr manasında olan istifham iki kısımdır: Azarlama ve yalanlama. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri, Meânî İlmi)

Cümle, istifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen, tahkir anlamı taşıdığı için mecaz-ı mürsel mürekkebdir. 

Müspet muzari fiil sıygasındaki cümle teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi) 

Az sözle çok anlam ifade kastına matuf  كُلُّ امْرِئٍ  izafetinde  كُلُّ  fail ve muzâf,  امْرِئٍ  muzâfun ileyhtir. 

Masdar harfi  اَنْ  ve akabindeki  يُدْخَلَ جَنَّةَ نَع۪يمٍۙ  cümlesi, masdar teviliyle takdir edilen في  harfiyle birlikte  يَطْمَعُ  fiiline mütealliktir. Masdar-ı müevvel, muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Onlardan her kişi Naîm cennetine girdirilmesini mi umuyor? İman etmeksizin, bu da: Eğer dediği doğru ise biz dünyada olduğu gibi ahirette de onlardan daha şanslıyız, sözlerine rettir. (Beyzâvî)