Nuh Sûresi 19. Ayet

وَاللّٰهُ جَعَلَ لَـكُمُ الْاَرْضَ بِسَاطاًۙ  ...

‘Allah, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır ki, oradaki geniş yollarda yürüyesiniz.”  (19 - 20. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَاللَّهُ ve Allah
2 جَعَلَ yaptı ج ع ل
3 لَكُمُ sizin için
4 الْأَرْضَ yeri ا ر ض
5 بِسَاطًا bir sergi ب س ط
 

“Allah yeryüzünü sizin için sergi gibi döşemiştir” anlamındaki ifade ile arza insanların rahatça hareket edebilecekleri bir yapı verildiği, üzerindeki yollardan ve onun her türlü nimetten yararlanabilecek bir yapıda yaratılmış olduğu anlatılmaktadır.

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 467
 

وَاللّٰهُ جَعَلَ لَـكُمُ الْاَرْضَ بِسَاطاًۙ


وَ  atıf harfidir. Matuf ile matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ile matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

İsim cümlesidir.  اللّٰهُ  lafza-i celâli mübteda olup lafzen merfûdur.  جَعَلَ لَـكُمُ  cümlesi haber olarak mahallen merfûdur. 

جَعَلَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. لَـكُمُ  car mecruru  جَعَلَ  fiiline mütealliktir. الْاَرْضَ  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.  بِسَاطاً  ikinci mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.

جَعَلَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. جَعَلَ  değiştirme anlamında kalp fiillerindendir.

Değiştirme manasına gelen  جَعَلَ kelimesi 3 şekilde gelir:

1. Bir şeyden başka bir şey meydana getirmek  

2. Bir halden başka bir hale geçmek 

3. Bir şeyle başka bir şeye hükmetmek. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَاللّٰهُ جَعَلَ لَـكُمُ الْاَرْضَ بِسَاطاًۙ

 

Cümle atıf harfi  ‘la 17. ayetteki  وَاللّٰهُ اَنْبَتَكُمْ مِنَ الْاَرْضِ نَبَاتاً  cümlesine atfedilmiştir.

Mübteda ve haberden müteşekkil, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber talebî kelamdır.

İsim cümleleri, mübteda ve haberden oluşur. Zaman ifade etmez. Asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu (sabit olması) veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Müsnedün ileyhin bütün esma-i hüsnaya ve kemâl sıfatlara şamil olan lafza-i celâlle  marife olması ve zamir makamında zahir isim olarak tekrar zikredilmesi, telezzüz, teberrük, muhabbet ve haşyet duyguları uyandırmak için yapılan ıtnâb sanatıdır.

Cümlede müsnedin mazi fiil sıygasında cümle olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs, temekkün ve istikrar ifade etmiştir. 

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)

Cümlede takdim-tehir sanatı vardır.  جَعَلَ  fiiline müteallik olan car mecrur  لَـكُمُ , durumun onlarla ilgili olduğunu vurgulamak için mef’ûllere takdim edilmiştir.

بِسَاطاًۙ ‘deki nekrelik, nev ve tazim ifade eder.

وَاللّٰهُ جَعَلَ لَـكُمُ الْاَرْضَ بِسَاطاًۙ [Allah yeryüzünü sizin için bir yaygı yapmıştır.] Surenin bu bölümünde yeryüzü, düzlüğü ve genişliği açısında  بِسَاطاً  (yaygıya) benzetilmiştir. Burada da mecazî açıdan istiare bulunmaktadır. (Şerif Râdî, Telhîsu’l-Beyân, s. 349.)

وَاللّٰهُ جَعَلَ لَـكُمُ الْاَرْضَ بِسَاطاً [Yeryüzünü sizin için Allah bir döşek, yani (altınıza) serilmiş bir yaygı kılmıştır;] kişi, döşeğinde sağa sola döndüğü gibi siz de yeryüzü yaygısı üzerinde hareket ediyor, sağa sola gidiyorsunuz. (Keşşâf)