Nuh Sûresi 8. Ayet

ثُمَّ اِنّ۪ي دَعَوْتُهُمْ جِهَاراًۙ  ...

“Sonra ben onları açık açık davet ettim.”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 ثُمَّ sonra
2 إِنِّي elbette ben
3 دَعَوْتُهُمْ onları da’vet ettim د ع و
4 جِهَارًا açıkça ج ه ر
 

Hz. Nûh’un, şartlara ve kişilerin özelliklerine göre tebliğlerini açıktan veya gizli olarak sürdürdüğü bildirilmekte, böylece farklı davet ve tebliğ metotlarının kullanılabileceğine işaret edilmektedir.

Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 465
 

ثُمَّ اِنّ۪ي دَعَوْتُهُمْ جِهَاراًۙ


İsim cümlesidir.  ثُمَّ  atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyh arasında hem sıra olduğunu hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir sürenin bulunduğunu gösterir. Süre bakımından  فَ  harfinin zıttıdır.  ثُمَّ  ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder. ي  mütekellim  zamiri  اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.  

دَعَوْتُهُمْ جِهَارًا  cümlesi,  اِنَّ ‘nin haberi olarak mahallen merfûdur.  

دَعَوْتُهُمْ  sükun  üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri  تُ  fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir  هُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.  جِهَارًا  mef’ûlu mutlaktan naib olup fetha ile mansubdur.

 

ثُمَّ اِنّ۪ي دَعَوْتُهُمْ جِهَاراًۙ


Tertip ve terahi ifade eden  ثُمَّ  ile önceki ayetteki mekulü’l-kavl cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.  اِنّ۪  ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi lâzım-ı faide-i haber inkâri kelamdır. Cümle haber üslubunda geldiği halde, durumunu arz etmek ve kavmine karşı yardım isteme hazırlık manası taşıdığı için muktezâ-i zâhirin hilafına durum söz konusudur. Dolayısıyla mecaz-ı mürsel mürekkebdir. (Âşûr)

Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden,  اِنَّ , isim cümlesi ve isnadın tekrarıyla tekid edilen bu ve benzeri cümleler muhkem/sağlam cümlelerdir.

İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi) 

اِنَّ ’nin haberi olan  دَعَوْتُهُمْ جِهَاراً , müspet mazi fiil sıygasında lâzım-ı faide-i haber ibtidaî kelamdır. Haberin mazi fiil sıygasında cümle olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs, temekkün ve istikrar ifade etmiştir. 

جِهَاراًۙ , mahzuf mef’ûlü mutlaktan naib olarak masdar vezninde gelmiş ve mübalağa ifade etmiştir.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)