Müddessir Sûresi 2. Ayet

قُمْ فَاَنْذِرْۙ  ...

Kalk da uyar.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 قُمْ kalk ق و م
2 فَأَنْذِرْ ve uyar ن ذ ر
 

Hz. Peygamber Hira mağarasında vahiy meleğinin sesini işitip kendisini de görünce korkusundan titremeye başlamış, hemen ailesine gelerek “Beni örtün, beni örtün!” demiş; onlar da üzerine bir örtü örtmüşler ve serin su serpmişlerdi. Bunun ardından, “Ey örtüsüne bürünen!” hitabıyla başlayan Müddessir sûresinin ilk beş âyeti inmiştir (Buhârî, “Tefsîr”, 74/1-5). Bununla birlikte “örtüsüne bürünen” ifadesine mecaz olarak “peygamberlik kisvesine bürünen, bu ağır görevi yüklenen” anlamları da verilmiştir (Râzî, XXX, 190; Şevkânî, V, 373; İbn Âşûr, XXIX, 294).

“Kalk, uyar” emri Muhammed aleyhisselâmın, peygamber olarak tevhid dinini ve Allah’ın mesajlarını insanlığa tebliğ etmekle görevlendirilişinin ilânıdır. Resûlullah efendimiz bu emri aldıktan sonra insanları tevhid dinine çağırmaya başlamış, son nefesine kadar da bu görevini sürdürmüştür. “Sadece rabbinin büyüklüğünü dile getir” emri, tevhid dininin en önemli unsuru olan “Allah’ın birliğine iman ve O’na kulluk” esasını ortaya koymaktadır. İslâm’ın bu temel ilkesinin hemen ardından gelen “Elbiseni temiz tut” emri ise Hz. Peygamber’in maddî olarak elbisesini necâset vb. pisliklerden temiz tutması, mânevî olarak da güzel ahlâkla bağdaşmayan davranışlardan ve günahlardan nefsini arındırması anlamında yorumlanmıştır (Zemahşerî, IV, 180-181). Âyetteki siyâb (elbise) kelimesinin mecaz olarak kullanıldığını belirten ve bu kelimeye “amel, kalp, nefis, beden, aile, din, ahlâk” gibi farklı mânalar veren başka müfessirler de olmuştur (bk. Şevkânî, V, 374). Buradaki temizlik maddî mânada alındığında “elbise” bir örnek olup genel olarak beden temizliğinin, kezâ ev bark, mâbed vb. özel veya ortak alanların temizliğinin de bu buyruğun kapsamına girdiğinde kuşku yoktur. 5. âyette “Her türlü pislikten uzak dur” diye çevirdiğimiz cümle de dış temizlikten sonra inanç ve ahlâk temizliğini, iç arınmayı vurgulamaktadır. Sonuç olarak bu iki âyette, son derece veciz bir üslûpla, Hz. Peygamber’e ve onun şahsında müslümanlara hem maddî hem de mânevî temizlik emredilmiş olup, bu buyruğun daha ilk inen ve Hz. Peygamber’i risâlet görevine hazırlayan âyetlerde yer alması son derece anlamlıdır. 

Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 494-495
 

قُمْ فَاَنْذِرْۙ


Fiil cümlesidir. Önceki ayetteki nidanın cevabıdır. قُمْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  اَنْتَ ‘dir. 

فَ  atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyh arasında hiç zaman geçmediğini, işin hemen yapıldığını ifade eder.  فَ  ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

اَنْذِرْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  اَنْتَ ‘dir.

اَنْذِرْ  fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İf’al babındadır. Sülâsîsi  نذر ’dir.

İf’al babı fiille tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar.

 

قُمْ فَاَنْذِرْۙ


Önceki ayetteki nidanın cevabı olan bu ayet fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi kemâl-i ittisâldir. Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.

قُمْ  fiili, bir emri iletmek, görevlendirilmek anlamında müsteardır.

Aynı üslupta gelen  فَاَنْذِرْ  cümlesi, atıf harfi  فَ  ile makabline atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur.

Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. 

فَاَنْذِرْ , fiilinin mef’ûlü umum ifadesi için hazf edilmiştir. Bu cümleyle,  قُمْ  emrinin muradı açıklanmıştır. (Âşûr)

[Yattığın yerden kalk da uyar.] Tüm insanları, iman etmedikleri takdirde, Allah'ın azabı ile korkut. Çünkü Hazret-i Peygamber (sav) tüm insanlara gönderilmiştir. Onun daveti her millete ulaşmış, uyarısı varmıştır. (Rûhu’l Beyân)

Kalk, yatağından kalk ya da azim ve kararlılık kalkışı ile kalk uyar, genellik için mutlak verilmiştir ya da ["En yakın akrabalarını uyar”] (Şuarâ'/214) yahut [‘’Seni ancak bütün insanlar için müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik”] (Sebe': 28) kavillerinin delalet ettiği mehil takdir edilmiştir (bunları uyar). (Beyzâvî)