Müddessir Sûresi 26. Ayet

سَاُصْل۪يهِ سَقَرَ  ...

Ben onu “Sekar”a (cehenneme) sokacağım.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 سَأُصْلِيهِ onu sokacağım ص ل ي
2 سَقَرَ Sekar’a
 
Rivayete göre müşrikler Hz. Peygamber’e ve tebliğ ettiği Kur’an’a karşı nasıl bir tavır takınmaları gerektiğini Velîd b. Mug^re’ye sormuşlar, o da düşünüp taşındıktan sonra Hz. Peygamber’in bir sihirbaz, Kur’an’ın da önceki sihirbazlardan intikal eden bir sihir, bir beşer sözü olduğunu insanlar arasında yaymalarını tavsiye etmiştir. İşte 18-25. âyetlerde Velîd b. Mug^re örneğinde Kur’an’a karşı benzer şekilde inkârcı tutum sergileyenler kınanmış; 26-30. âyetlerde ise hak ettikleri uhrevî ceza özetlenmiştir. 26. âyette geçen “sekar” kelimesi ateşin isimlerinden olup cehennemin ağır cezalık kısımlarından birini ifade ettiği belirtilir (bk. Şevkânî, V, 377). 27-28. âyetler ise sekar hakkında, “hiçbir şeye acımayan, içine atılanları yakan ve insanın derisini kavuran korkunç bir yer” şeklinde detaylar vermektedir. “İnsanları kavurur” diye çevirdiğimiz 29. âyete “insanlara görünür” şeklinde de mâna verilmiştir (Zemahşerî, IV, 183). Aynı âyet, “Cehennem, orayı hak eden insana kendini gösteren bir tablo, bir aynadır” şeklinde de anlaşılabilir. Müfessirler, 30. âyetteki “on dokuz” sayısını “cehennemde görevlendirilmiş olan on dokuz melek; meleklerden on dokuz grup; on dokuz saf; her birinin emrinde bir grup melek bulunan on dokuz yönetici melek” şekillerinde yorumlamışlardır (Zemahşerî, IV, 184; Şevkânî, V, 378; İbn Âşûr, XXIX, 298). Nitekim Tahrîm sûresinin 6. âyetinde de cehennemin başında iri cüsseli, sert tabiatlı ve Allah’ın emirlerini hemen uygulayan meleklerin bulunduğu bildirilmiştir. Râzî, insanın günah işleyip cehenneme girmesine sebep olan beden ve zihin güçlerini on dokuz olarak tesbit etmiş; cehennemde gözetim vazifesi yapan zebânîlerin sayısı ile bu güçler arasında bir ilginin bulunduğunu ifade etmiştir (XXX, 203). Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 496
 

سَاُصْل۪يهِ سَقَرَ

 

Fiil cümlesidir. Fiilinin başındaki  سَ  harfi tekid ifade eden istikbal harfidir. 

اُصْل۪يهِ  fiili  ي  üzere mukadder damme ile merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنا ’ dir. Muttasıl zamir  هِ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. 

سَقَرَ  ikinci mef’ûlün bih olup fetha ile mansubdur. Müennes alem olduğundan tenvin almamıştır.

اُصْل۪ي  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi  صلي ’dir.

İf’al babı fiile tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazan da fiilin mücerret manasını ifade eder. 

 

سَاُصْل۪يهِ سَقَرَ


Ayet, istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Cümleye dahil olan  سَ  istikbal harfidir. Tehdit anlamı olan cümleyi tekid etmiştir. Müspet muzari fiil sıygasında, faide-i haber talebî kelamdır. Muzari fiil, teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Fiil Allah Teâlâ’ya ait mütekellim zamirine isnadla tazim edilmiştir.

سَقَرَ , ikinci mef’ûldür. Müennes alem olduğu için tenvin almamıştır. Cehennemin isimlerindendir. Bu ayet de  سَأُرۡهِقُهُۥ صَعُودًا  (Müddesir; 17) kavlinden bedeldir. (Beyzâvî, Nesefî, Medâriku’t Tenzîl ve Hakâîku’t Te’vîl))

İbn Abbas (ra)'in, cehennemin altıncı tabakasının ismi olduğunu söylemiştir. İşte bundan dolayı da, kendisinde marifelik ve müenneslik bulunduğu için, gayr-i munsarif olmuştur. (Fahreddin er-Râzî)