اِنَّهَا لَاِحْدَى الْـكُبَرِۙ
اِنَّهَا لَاِحْدَى الْـكُبَرِۙ
Cümle önceki ayetteki kasemin cevabıdır. İsim cümlesidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder. هَا muttasıl zamiri اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.
لَ harfi اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır. اِحْدَى kelimesi اِنَّ ’nin haberi olup elif üzere mukadder damme ile merfûdur. Aynı zamanda muzâftır. الْـكُبَرِ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
اِنَّهَا لَاِحْدَى الْـكُبَرِۙ
Kasemin cevabı olan ayetin fasıl sebebi kemâl-i ittisâldir. اِنَّ ve lam-ı muzahlaka ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.
Müsned olan لَاِحْدَى الْـكُبَرِۙ ‘nin izafet terkibi şeklinde gelişi az sözle çok şey ifade etme amacına matuftur.
İzafette bu kişinin bu özelliği ile tanındığı, meşhur olduğu ve bu özelliğin onun tabiatı, karakteri haline geldiği manası vardır. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâgî Tefsiri C.7 S. 238)
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden bu ve benzeri cümleler, اِنّ , isim cümlesi ve lam-ı muzahlaka sebebiyle üç katlı tekid ifade eden çok muhkem cümlelerdir.
İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Şüphesiz o سَقَرُۜ , yani cehennem insan için büyük uyarıcı belâlardan veya çok büyük felâketlerden biridir. (Rûhu’l Beyân)