وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوْمِ الدّ۪ينِۙ
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوْمِ الدّ۪ينِۙ
Ayet atıf harfi وَ ‘la önceki ayettteki لَمْ نَكُ ‘e matuftur. İsim cümlesidir. كُنَّا nakıs mebni mazi fiildir. نَّا mütekellim zamiri كُنَّا ‘nın ismi olarak mahallen merfudur. نُكَذِّبُ fiili كُنَّا ‘nın haberi olarak mahalllen mansubdur.
نُكَذِّبُ damme ile merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri نحن ‘dur. بِيَوْمِ car mecruru نُكَذِّبُ fiiline mütealliktir. الدّ۪ينِۙ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. نُكَذِّبُ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi كذب ’dir.
Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوْمِ الدّ۪ينِۙ
Ayet mücrimlerin sözlerinin devamıdır. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur. Nakıs fiil كَان ’nin dahil olduğu, sübut ifade eden isim cümlesi faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber talebî kelam olan نُكَذِّبُ بِيَوْمِ الدّ۪ينِ cümlesi, كَان ‘nin haberidir.
كَان ’nin haberinin muzari fiil cümlesi olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
كَان ’nin haberinin muzari fiili olarak gelmesi, durumun yenilenerek tekrar ettiğine (teceddüt) işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, s.103)
Kur’an’da كان ’den sonra gelen muzari fiil, o eylemin çokluğuna ve devamlılığına işaret eder. (Celalettin Divlekci, Kur’an’da Bazı Kelimelerin Kullanım Özelliklerine Dair Genel Kaideler)
بِيَوْمِ الدّ۪ينِ car mecruru نُكَذِّبُ fiiline mütealliktir. يَوْمِ الدّ۪ينِ , kıyamet gününden kinayedir.
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوْمِ الدّ۪ينِ [Biz kıyamet gününü yalanlıyorduk.] ayeti, umumdan sonra hususi olarak zikredilmiştir. Kıyameti yalanlama, batıla dalanlarla birlikte batıla dalma işinin içinde olmasına rağmen, Yüce Allah bu günahın büyüklüğünü açıklamak için özel olarak ayrıca zikretmiştir. (Safvetü’t Tefâsir)
Kıyamet günü birçok korkunç ve dehşet verici haller zuhur edeceği halde özellikle ceza günü olarak zikredilmiş, çünkü en korkunç olanı, budur ve diğer haller geçtikten sonra bununla karşılaşacaklar.
Onların, ceza gününü yalanlama suçları, en büyük suçları olduğu halde en sonunda zikredilmesi, bunun ne kadar büyük bir suç olduğunu bildirmek içindir. Sanki şöyle demiş oluyorlar: وكنا بعد ذلك كله مكذبين بيوم الدين [Bütün bunlardan sonra da biz ceza gününü de yalanlıyorduk.] Bir de, onların diğer suçlarının yanı sıra bu tekziplerinin de, ömürlerinin sonuna kadar sürdüğünü beyan etmek içindir. Nitekim bundan sonraki ayette zikredilen sözleri de bunu ifade etmektedir. (Ebüssuûd)