حَتّٰٓى اَتٰينَا الْيَق۪ينُۜ
حَتّٰٓى اَتٰينَا الْيَق۪ينُۜ
حَتّٰى gaye bildiren cer harfidir. Önceki ayetteki نُكَذِّبُ fiilini gizli اَنْ ’le nasb ederek anlamını masdara çevirmiştir. اَنْ ve masdar-ı müevvel, cer mahallinde geçen dört amile mütealliktir.
حَتّٰٓى edatı üç şekilde kullanılabilir: Harf-i cer olarak, başlangıç edatı olarak ve atıf edatı olarak. Burada ibtida (başlangıç) edatı olarak kullanılmıştır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اَتٰينَا elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri نَا fail olarak mahallen merfûdur. الْيَق۪ينُۜ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
حَتّٰٓى اَتٰينَا الْيَق۪ينُۜ
Ayet mücrimlerin sözlerinin devamıdır. Gaye bildiren cer harfi حَتّٰٓى ve akabindeki اَتٰينَا الْيَق۪ينُۜ , gizli أن ’le masdar tevilindedir. Mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Masdar-ı müevvel, mekulü’l-kavlde belirtilen dört amelin ( عدم الصلاة ، عدم الإطعام ، الخوض، التكذيب) manasına mütealliktir.
الْيَق۪ينُ , ölüm manasında istiaredir.
اَتٰينَا fiili الْيَق۪ينُۜ ‘ya isnad edilmiştir. Bu ifadede istiare vardır. Canlılara mahsus olan gelme fiili ölüme nispet edilerek, cansız olan, iradesi olan bir canlı yerinde kullanılmıştır.
Cehennemde olanların, ölüm gelinceye kadar olan hallerinin sayılması taksim sanatıdır.
Nihayet bize ölüm geldi. Ölüm, الْيَق۪ينُۜ kelimesi ile ifade edilmiştir. Çünkü o, geleceğinde hiç şüphe olmayan kesin bir şeydir. Eğer: ”Onların her biri, bu dört şeyin hepsiyle mi cehenneme girdi, yoksa bir kısmı bazısıyla, bir kısmı diğer bazısıyla mı girdi? Hangisini söylemek istiyorlar?" denirse, ben şöyle derim: ”Keşşâf’ta da belirtildiği üzere, her ikisi de muhtemeldir." Bu söz, onların cehennemde kalışlarının, bu rezalet ve kepazelikleri sebebiyle olduğuna işaret etmektedir. (Rûhu’l Beyân)