Müddessir Sûresi 5. Ayet

وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْۙ  ...

Şirkten uzak dur.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَالرُّجْزَ ve pislikten ر ج ز
2 فَاهْجُرْ kaçın ه ج ر
 

Hz. Peygamber Hira mağarasında vahiy meleğinin sesini işitip kendisini de görünce korkusundan titremeye başlamış, hemen ailesine gelerek “Beni örtün, beni örtün!” demiş; onlar da üzerine bir örtü örtmüşler ve serin su serpmişlerdi. Bunun ardından, “Ey örtüsüne bürünen!” hitabıyla başlayan Müddessir sûresinin ilk beş âyeti inmiştir (Buhârî, “Tefsîr”, 74/1-5). Bununla birlikte “örtüsüne bürünen” ifadesine mecaz olarak “peygamberlik kisvesine bürünen, bu ağır görevi yüklenen” anlamları da verilmiştir (Râzî, XXX, 190; Şevkânî, V, 373; İbn Âşûr, XXIX, 294).

“Kalk, uyar” emri Muhammed aleyhisselâmın, peygamber olarak tevhid dinini ve Allah’ın mesajlarını insanlığa tebliğ etmekle görevlendirilişinin ilânıdır. Resûlullah efendimiz bu emri aldıktan sonra insanları tevhid dinine çağırmaya başlamış, son nefesine kadar da bu görevini sürdürmüştür. “Sadece rabbinin büyüklüğünü dile getir” emri, tevhid dininin en önemli unsuru olan “Allah’ın birliğine iman ve O’na kulluk” esasını ortaya koymaktadır. İslâm’ın bu temel ilkesinin hemen ardından gelen “Elbiseni temiz tut” emri ise Hz. Peygamber’in maddî olarak elbisesini necâset vb. pisliklerden temiz tutması, mânevî olarak da güzel ahlâkla bağdaşmayan davranışlardan ve günahlardan nefsini arındırması anlamında yorumlanmıştır (Zemahşerî, IV, 180-181). Âyetteki siyâb (elbise) kelimesinin mecaz olarak kullanıldığını belirten ve bu kelimeye “amel, kalp, nefis, beden, aile, din, ahlâk” gibi farklı mânalar veren başka müfessirler de olmuştur (bk. Şevkânî, V, 374). Buradaki temizlik maddî mânada alındığında “elbise” bir örnek olup genel olarak beden temizliğinin, kezâ ev bark, mâbed vb. özel veya ortak alanların temizliğinin de bu buyruğun kapsamına girdiğinde kuşku yoktur. 5. âyette “Her türlü pislikten uzak dur” diye çevirdiğimiz cümle de dış temizlikten sonra inanç ve ahlâk temizliğini, iç arınmayı vurgulamaktadır. Sonuç olarak bu iki âyette, son derece veciz bir üslûpla, Hz. Peygamber’e ve onun şahsında müslümanlara hem maddî hem de mânevî temizlik emredilmiş olup, bu buyruğun daha ilk inen ve Hz. Peygamber’i risâlet görevine hazırlayan âyetlerde yer alması son derece anlamlıdır. 

Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 494-495
 

وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْۙ


وَ  atıf harfidir. الرُّجْزَ  amili  اهْجُرْۙ ‘un mukaddem mef’ûlun bihi olup fetha ile mansubdur. 

Atıf harfi  فَ  ile nidanın cevabı olan mukadder cümleye matuftur. Takdiri,  قم (Kalk) şeklindedir. 

اهْجُرْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  اَنْتَ ‘dir.

 

وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْۙ


Cümle, atıf harf  وَ  ile makabline atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur. Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.

Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Mef’ûl  الرُّجْزَ , amili olan  فَاهْجُرْۙ ‘e ihtimam için takdim edilmiştir.

Veciz ifade kastına matuf  رَبِّكَ  izafetinde, Hz. Peygamber’e ait zamirin, Rabb ismine muzâfun ileyh olması Peygamberimize tazim teşrif ve destek içindir.

[Terkte sebat ederek azabı terk et] demektir. (Beyzâvî)   

Kötü şeylerden, putlardan uzak dur. Veya onlara tapma ve yaklaşma. Nitekim Allah Teâlâ,  Hazret-i İbrahim'in diliyle şöyle buyurmuştur: [Ya Rabbi! Bu şehri emniyetli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut.] (İbrahim: 35) Maksat, onun putlardan sürekli uzak kalmasıdır. Yoksa, Hazret-i Peygamber puta tapmak ve benzeri kötülüklerden zaten uzaktı. (Rûhu’l Beyân)