Müddessir Sûresi 6. Ayet

وَلَا تَمْنُنْ تَسْتَكْثِرُۙ  ...

İyiliği, daha fazlasını bekleyerek (bir kazanç elde etmek için) yapma.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَلَا ve
2 تَمْنُنْ başa kakma م ن ن
3 تَسْتَكْثِرُ verdiğini çok bularak ك ث ر
 

Müfessirler 6. âyeti farklı anlamlarda yorumlamışlardır: a) Ey Peygamber! Sakın şerefli ve değerli peygamberlik vazifesinin külfet ve meşakkatini çok görme, bunlara gönül rızası ile katlan; b) Karşılığında daha fazlasını bekleyerek iyilik etme. Şevkânî’ye göre yüce ahlâk sahibi peygamberin böyle bir davranışta bulunması ona haram kılınmıştır; ancak ümmeti için mubahtır (bk. V, 374-375). c) Fakir fukaraya yaptığın yardımı çok görme, fakirleşmekten korkmayan kimselerin verdiği gibi sen de çokça ver (İbn Âşûr, XXIX, 298). 7. âyette Hz. Peygamber’in, insanlığı uyarma görevini yerine getirirken birçok sıkıntı ile karşı karşıya kalacağına işaret edilmiş ve Allah’ın rızâsını kazanmak için bu sıkıntılara sabretmesi emredilmiştir.

Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 495
 

وَلَا تَمْنُنْ تَسْتَكْثِرُۙ


Fiil cümlesidir. وَ  atıf harfidir. لَا  nehiy harfi olup olumsuz emir manasındadır. تَمْنُنْ  sükun ile meczum muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أَنْتَ ‘dir. تَسْتَكْثِرُ  cümlesi hal olarak mahallen mansubdur. 

Hal, cümlede failin, mef’ûlun veya her ikisinin durumunu bildiren lafızlardır (kelime veya cümle). Hal, “nasıl?” sorusunun cevabıdır. Halin durumunu açıkladığı kelimeye “zül-hal” veya “sahibu’l-hal” denir. Umumiyetle hal nekre, sahibu’l hal marife olur. Hal mansubdur. Türkçeye “…rek, …rak, …dığı, halde  iken, olduğu halde” gibi ifadelerle tercüme edilir. Sahibu’l hal açık isim veya zamir olduğu gibi müstetir (gizli) zamir de olabilir. Hali sahibu’l hale bağlayan zamire rabıt zamiri denir. Bu zamir bariz (açık), müstetir (gizli) veya mahzuf (hazf edilmiş) olarak gelir.

Hal sahibu’l-hale ya  و (vav-ı haliye) ya zamirle veya her ikisi ile bağlanır. Hal üçe ayrılır: 1. Müfred olan hal (Müştak veya camid), 2. Cümle olan hal (İsim veya fiil), 3. Şibh-i cümle olan hal (Harf-i cerli veya zarflı isim). (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi) 

تَسْتَكْثِرُ  damme ile merfû  muzâri fiildir. Faili müstetir olup takdiri اَنْتَ’ dir. 

تَسْتَكْثِرُ  fiili, sülâsî mücerrede üç harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İstif’âl babındadır. Sülâsîsi كثر ’dir.

Bu bab fiile talep, tehavvül, vicdan, mutavaat, ittihaz ve itikat gibi anlamları katar.

 

وَلَا تَمْنُنْ تَسْتَكْثِرُۙ


وَ  atıf,  لَا  nahiyedir. Ayet, hükümde ortaklık nedeniyle önceki ayete atfedilmiştir. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur.

Nehiy üslubunda talebî inşaî isnaddır. Emir üslubundan nehiy üslubuna iltifat sanatı vardır.

Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelam olan  تَسْتَكْثِرُۙ  cümlesi, لَا تَمْنُنْ  fiilinin failinden haldir. Hal, cümlede failin, mef'ûlün veya her ikisinin durumunu bildiren ıtnâb sanatıdır.

[Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma.] Veya verdiğini çok görür bir vaziyette verme. Alimlerden birisi şöyle demiştir: ”Ayetteki  لَا تَمْنُنْ  kelimesi,  المنّة  kökünden türemedir. Çünkü verdiğini başa kakan kişi, onu çok görür ve önemser. Başa kakma, yapılan iyiliği yıkar. Özellikle Allah'a karşı yaptığı amelinde, onu çok bularak başa kalktığında. Çünkü amel, Allah'tan ona karşı bir minnettir, ihsandır. Nitekim Allah Teâlâ: [...Aksine Allah size ihsan ediyor (sizi minnet altında bırakır)] (Hucurât: 17) buyurmuştur. Bir kimse ömrü boyunca ibadet ederek şükretse, sayılamayacak kadar çeşitli nimet ve zenginlikler bir yana, sadece yaratılış nimetinin şükrünü eda edemez. (Rûhu’l Beyân) 

تَسْتَكْثِرُ  cümlesi hal ve durum bildirir.  مُسْتَكْثِرًا  demektir. Sonundaki  ر  harfi merfû olmayıp “başa kakma” olumsuz emrine cevap olarak cezimli olsaydı, “yaptığın iyiliği başa kakma ki çoğaltasın, çok hayır ve mükafata eresin” demek olurdu. Fakat kıraat-ı aşerede bu okunuş şekli yoktur. Bununla beraber bir sıralanma ve bir önceki cümleye bağlılık kast edilmeden şu mana da olabilir: Yaptığın hizmeti başa kakma, daha çok hayırlara ereceksin. (Elmalılı Hamdi Yazır)