وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا كِذَّاباًۜ
وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا كِذَّاباًۜ
Cümle, atıf harfi وَ ’la önceki ayette كَانُوا cümlesine matuftur. Fiil cümlesidir. كَذَّبُوا damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur. بِاٰيَاتِ car mecruru كَذَّبُوا fiiline mütealliktir. Aynı zamanda muzâftır. Mütekellim zamiri نَا muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. كِذَّاباً mef’ûlu mutlak olup fetha ile mansubdur.
Mef’ûlu mutlak: Fiil ile aynı kökten gelen masdardır. Mef’ûlu mutlak harf-i cer almaz. Harf-i cer alırsa hal olur. Mef’ûlu mutlak cümle olmaz. Mef’ûlu mutlak üçe ayrılır:
1. Tekid (Kuvvetlendirmek) İçin: Fiilin manasını kuvvetlendirir. Masdar olur. Daima müfreddir. Fiilinden sonra gelir. Türkçeye “muhakkak, şüphesiz, gerçekten, çok, iyice, öyle ki” diye tercüme edilir.
2. Nev’ini (Çeşidini) Belirtmek İçin: Fiilin nasıl meydana geldiğini ve nev’ini bildirir. Nev’ini bildiren mef’ûlu mutlak umumiyetle sıfat veya izafet terkibi halinde gelir. Tesniye ve cemi de olabilir. Fiilinin önüne geçebilir. Türkçeye “gibi, şeklinde, aynen, tıpkı, tam” diye tercüme edilir.
3. Adedini (Sayısını) Belirtmek İçin: Failin yaptığı işin sayısını belirtir. Adedini belirten mef’ûlu mutlak فَعْلَةً vezninden gelen bina-ı (masdar-ı) merreden yapılır.
مَرَّةً kelimesi de mef’ûlu mutlak olur. Fiilinin önüne geçebilir. Türkçeye ‘kere, defa’ diye tercüme edilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi
كَذَّبُوا fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Tef’il babındandır. Sülâsîsi كذب ’dir.
Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا كِذَّاباًۜ
Ayet atıf harfi وَ ‘la önceki ayetteki كَانَ ‘nin haberi olan لَا يَرْجُونَ حِسَاباًۙ cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur. Menfi sıygadan, müspet sıygaya iltifat sanatı vardır.
Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır. كَانَ ‘nin haberinin cümle olarak gelmesi, hükmü takviye etmiştir.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Halidî, Vakafât, S.107)
كِذَّاباًۜ , fiilini tekid ifade eden mef’ûlü mutlaktır.
كَذَّبُوا - كِذَّاباًۜ kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
Sülasisi كذب olan كَذَّبُوا fiili, تفعيل babındadır. Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef’ûlun çokluğu) anlamında mübalağa katar.
Veciz ifade kastına matuf بِاٰيَاتِنَا izafetinde ayetler, ayetleri yüceltmek ve onların fiilinin ne kadar çirkin olduğunu ifade etmek için Allah'a ait zamire izafe edilmiştir.
Ayetlerimizi yalanlamakla yalanladılar. كِذَّاباًۜ , tekziben demektir. فعال vezni, تفعيل manasında düzgün konuşan kimselerin kelamında görülür ve yaygındır. Şeddesiz olarak ( كِذاباًۜ ) de okunmuştur ki, kizb (yalan) manasınadır. (Beyzâvî)
بِاٰيَاتِنَا كِذَّاباًۜ ; Peygamberlerin ihsanlarıyla bu olayı dile getiren ayetlerimizi aşırı bir şekilde
pervasızca yalanlamışlardı. Onun için küfür ve çeşit çeşit günahlar üzerinde ısrarlı idiler. Bu durumda uygun karşılık olarak korkunç cezalarla cezalandırıldılar. (Rûhu’l Beyân, Âşûr)