Nâziât Sûresi 14. Ayet

فَاِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِۜ  ...

Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَإِذَا hemen
2 هُمْ onlar
3 بِالسَّاهِرَةِ uyanıklık alanındadırlar س ه ر
 
 

Arapça’da “geldiği yola geri dönme” mânasındaki deyim 10. âyette “öldükten sonra tekrar dirilip önceki hale dönme” anlamında kullanılmıştır. Müşrikler kemikleri bile çürümüş insanların tekrar dirilmesini imkânsız buluyor, dolayısıyla öldükten sonra dirilmeyi inkâr ediyorlardı. 10-12. âyetler onların öldükten sonra dirilme konusundaki düşünce ve tutumlarını dile getirmektedir. “Mahşer” diye çevirdiğimiz 14. âyetteki sâhire kelimesi “geceyi uykusuz geçiren, sahra, düz alan” anlamlarına gelir. Mahşerde korkudan kimsenin gözüne uyku girmeyeceği için ona da sâhire denilmiştir. 

Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 547
 

فَاِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِۜ


فَ  mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasiha harfidir. Takdiri, إذا نفخ في الصور فإذا هم ….(Sura üfürüldüğünde bir de bakarsın ki onlar) şeklindedir.

ذَا  mufacee harfidir. اِذَا  isim cümlesinin önüne geldiğinde ‘birdenbire, ansızın’ manasında müfacee harfi olur. 

Munfasıl zamir  هُمْ  mübteda olarak mahallen merfûdur.  بِالسَّاهِرَةِۜ  car mecruru mahzuf habere mütealliktir.
 

فَاِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِۜ


Şart üslubunda gelen ayette  فَ  mukadder şartın başına gelen rabıta harfidir .

Takdiri, … إذا نفخ في الصور (Sura üfürüldüğünde …) olan şart cümlesinin hazfi îcaz-ı hazif sanatıdır. 

Mukadder şartın cevabı olan  فَاِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِۜ  cümlesi, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

اِذَا ; müfacee harfidir. Aniden olan beklenmedik durumları ifade eder. Özellikle  فَ  ile birlikte kullanıldığı zaman cümleye, ‘ansızın, bir de bakarsın ki hayret verici bir durum’ anlamları katar. 

Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. Mübteda olan  هُمْ ’un haberi mahzuftur.  بِالسَّاهِرَةِ  car mecruru bu mahzuf habere mütealliktir.

Mahzuf şart ve mezkûr cevap cümlelerinden müteşekkil terkip, şart üslubunda faide-i haber ibtidaî kelamdır. Haber cümlesi yerine şart üslubunun tercih edilmesi, şart üslubunun daha beliğ ve etkili olmasındandır.

Bilinen ve tahmini kolay olan hususları zikrederek ibareyi uzatmamak, dikkati asıl önemli yere yönlendirmek, karineye dayanarak terk edilen şeyleri muhatabın düşünce ve hayal gücüne bırakarak anlam zenginliği kazanmak gibi sebeplerle hazfe başvurulur. (TDV İslam Ansiklopedisi Îcâz Bah.)

بِالسَّاهِرَةِۜ , ism-i fail vezninde gelerek bu özelliğin istimrar ve istikrarına işaret etmiştir.

İsim cümlesindeki ism-i fail istimrar ifade eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

İsm-i fail sübuta, istikrara ve sıfatın mevsûfa olan bağlılığına delalet eder. (Halidî, Vakafat, s. 80)

Bir de bakmışsın ki tamamı -yerin böğründe birer ölü iken sonrasında yerin yüzeyinde birer diri oluvermiş!.. (Keşşâf)

سَّاهِرَةِۜ , uyanık göz ve gözlere serap görünen düpedüz açık yeryüzü, sahra, meydan demek olup burada, gözleri açılarak apaçık mahşer yerinde bulunacakları anlatılmıştır. (Elmalılı)