İnşikak Sûresi 4. Ayet

وَاَلْقَتْ مَا ف۪يهَا وَتَخَلَّتْۙ  ...

Yer uzatılıp dümdüz edildiği ve içindekileri atıp boşaldığı zaman,  (3 - 4. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَأَلْقَتْ dışarı atıp ل ق ي
2 مَا
3 فِيهَا içindekileri
4 وَتَخَلَّتْ ve boşaldığı خ ل و
 

Kur’an, muhtelif âyetlerde kıyametin kopma zamanıyla ilgili bilginin Allah’a mahsus gayb bilgilerinden olduğunu, O’nun dışında, melekler dahil hiç kimsenin bu konuda bilgi sahibi olmadığını ifade ederken (meselâ bk. A‘râf 7/187; Lokmân 31/34; Fussılet 41/47); burada olduğu gibi birçok sûrede kıyametin nasıl kopacağına dair tasvirlerde bulunmakta, bir taraftan evrenin yok oluşuyla diğer taraftan da insanların bilinen bir hayattan başka bir hayata intikalleri esnasında karşılaşacakları dehşet dolu manzaralarla ilgili etkileyici anlatımlara yer vermektedir. Bu âyetlerde de kıyametin kopması esnasında göklerde ve yerde meydana gelecek değişiklikler tasvir edilerek kıyamet günü hakkında Tekvîr ve İnfitâr sûrelerinde anlatılanlar pekiştirilmektedir. Asıl maksat ise insanları uyarma ve onları şimdiden o gün için hazırlık yapmaya teşvik etmektir.

1-2. âyetlerden kıyametin kopma zamanı geldiğinde gökteki yıldızların Allah’ın emrine boyun eğerek yörüngelerinden çıkıp birbirine çarpmak suretiyle parçalanacakları anlaşılmaktadır. 3. âyette zikredilen “yerin dümdüz edilmesi” olayını İbn Âşûr (XXX, 219-220) üç şekilde açıklamıştır: 1. Derinin gerilip düzeltildiği gibi yeryüzündeki dağ ve tepelerin yok edilmesi sonucu dümdüz hale getirilmesi (krş. Tâhâ 20/105-107); 2. Şiddetli deprem sebebiyle yeryüzünde meydana gelecek olan yarılma ve lav püskürmesi gibi jeolojik değişimler neticesinde yeryüzü alanının genişlemesi; 3. Yerin küresel şeklinin bozularak uzun bir şekil alması. Bu ve benzeri değişikliklerin evrendeki genel düzenin bozulmasının doğal bir sonucu olarak meydana geleceği düşünülebilir. 4-5. âyetlerde yeryüzünde meydana gelecek bu değişiklikler sonunda yerin, içindeki ölüleri, maden ve diğer şeylerden ne varsa hepsini dışarı fırlatacağı bildirilmektedir (krş. Tekvîr 81/1-6; İnfitâr 82/1-5). 1-5. âyetlerde kıyamet tasvir edilirken “izâ” edatıyla “şöyle olduğunda” şeklinde şart cümleleri sıralanmışsa da bunların cevabı muhatabın anlayışına bırakılmıştır; tefsirlerde bu noktanın izahı için “herkes yaptığının karşılığını görecektir” veya “artık olan olmuş, işi işten geçmiştir, ondan sonra neler olacağını düşünün!” gibi mânaların takdir edildiği görülmektedir. 

Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 583-585
 

وَاَلْقَتْ مَا ف۪يهَا وَتَخَلَّتْۙ


Ayet, atıf harfi وَ ‘la mahzuf  انبسطت  fiiline matuf olup mahallen mecrurdur. 

Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ile matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

Fiil cümlesidir.  اَلْقَتْ  fetha üzere mebni mazi fiildir.  تْ  te’nis alametidir. Faili müstetir olup takdiri  هى ‘dir. 

Müşterek ism-i mevsûl  مَا  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. 

ف۪يهَا  car mecruru mahzuf sılaya mütealliktir.  تَخَلَّتْ  atıf harfi وَ ‘la  اَلْقَتْ ‘e matuftur. 

اَلْقَتْ  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi  لقي ’dir.

İf’al babı fiile tadiye (geçişlilik), kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak), mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de fiilin mücerret manasını ifade eder.  

تَخَلَّتْ  fiili sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir.  تَفَعَّلَ babındadır. Sülâsîsi  خلل ’dir. 

Bu bab fiile mutavaat, tekellüf, ittihaz, sayruret, tecennüp (sakınma) ve talep anlamları katar.

 

وَاَلْقَتْ مَا ف۪يهَا وَتَخَلَّتْۙ


Ayet, atıf harfi  وَ ‘la önceki ayetteki mahzuf  انبسطت  (Yayıldı) fiiline atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur.

اَلْقَتْ  fiilinin mef’ûlu konumunda olan müşterek ism-i mevsûl  مَا ’nın, sıla cümlesi mahzuftur.  ف۪يهَا , bu mahzuf sılaya mütealliktir. Sılanın hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır.

Aynı üslupta gelen  وَتَخَلَّتْ  cümlesi, atıf harfi  وَ ‘la  makabline atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Halidî, Vakafât, s. 107)

Kıyamet günüyle ilgili gelen mazi fiil, henüz gerçekleşmemiş bir olayı olmuş gibi göstermek üzere muzari fiil yerine gelmiş, olayın kesinliğine işaret etmiştir. Bu kullanımda mecâz-ı mürsel sanatı vardır.

اَلْقَتْ  fiilinde istiare vardır. Dünya, bebeğini doğuran bir hamile kadına benzetilmiştir. Hamile kadın hazf edilip, lâzımı olan  اَلْقَتْ  fiili müstear olarak kalmıştır. (https://tafsir.app/iraab-aldarweesh/83/36, Mahmud Safî, irab)

Bu ayet; ölülerini çıkarıp artık içinde onları barındırmadığı manasını taşır. (Kurtubî)