هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْجُنُودِۙ
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْجُنُودِۙ
هَلْ istifham harfidir. Muzari fiile dahil olursa manayı istikbale çevirir. Ancak muzari fiil istikbal ifade ediyorsa bu fiile dahil olmaz.
Fiil cümlesidir. اَتٰيكَ elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir كَ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
حَد۪يثُ fail olup lafzen merfûdur. Aynı zamanda muzâftır. الْجُنُودِ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. Muzâf mahzuftur. Takdiri, جنود فرعون (Firavun’un ordusu) şeklindedir.هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْجُنُودِۙ
Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. هَلْ , takriri manada istifham harfidir. Takrir; soru soran kimsenin karşı tarafın ikrarını sağlamak için kullandığı bir üsluptur.
Takrir: (itirafa zorlama) Muhatabın bildiği birşey soru şeklinde dile getirilir ve ondan bunu tasdik etmesi istenir. Bunda ikna edici, inandırıcı delil vardır. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri, Meânî İlmi)
Cümle istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. İstifham üslubunda olmasına rağmen soru manası taşımayıp muhatabın dikkat kesilmesini sağlamak amacıyla geldiği için mecaz-ı mürsel mürekkebdir. Ayette tecâhül-i ârif sanatı vardır.
Müsnedün ileyh olan حَد۪يثُ الْجُنُودِ , tazim kastıyla izafet formunda gelerek, az sözle çok anlam ifade etmiştir.
اَتٰي fiilinin حَد۪يثُ ’ya isnadı mecaz-ı aklîdir. Haber bir şahıs yerine konularak önemi vurgulanmıştır.
اَتٰيكَ حَد۪يثُ ifadesinde istiare vardır. حَد۪يثُ (haber), اَتٰيكَ fiilinin faili yapılarak kişileştirilmiştir. haberin اَتٰي fiiline isnad edilmesi, olayın azametini artırmaktadır. Haber, iradesi olan bir canlıya benzetilmiştir. İstiare sanatı yoluyla haberin büyüklüğü, muhayyileyi harekete geçirerek mükemmel bir şekilde ifade edilmiştir.
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْجُنُودِۙ [Sana orduların haberi geldi mi?] ayetinde kıssayı dinlemeye teşvik üslubu vardır. (Safvetü’t Tefâsir)
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْجُنُودِۙ cümlesine bakıldığında ayetteki her lafzın dikkatle seçildiği görülmektedir. Ayette gelen هَلْ istifham harfi, الْجُنُودِ hadisesinin ürkütücü ve korkutucu hali için kullanılmıştır. Ayrıca burada müşriklere, Firavun ve Semud’un başına gelenlerin onların başına da gelebileceğini hatırlatır. Yine ayette gelen اَتٰيكَ , haberin ulaşması anlamında istiare olarak gelir. Ayette gelen حَد۪يثُ , haber demektir. الْجُنُودِ kelimesi, جند ‘ün cemisi olup, savaş için toplanan ordular için kullanıldığı gibi resullere mukavemet için toplanan milletler anlamını da ifade eder. Bu, جُندࣱ مَّا هُنَالِكَ مَهۡزُومࣱ مِّنَ ٱلۡأَحۡزَابِ [(Onlar) Şurada bozguna uğratılacak derme çatma bir ordudur.] (Sad/11) ayetinden anlaşılmaktadır. (Âşûr)
Soru takrir yani muhatabı ikrara sevk etmek içindir. حَد۪يثُ الْجُنُودِ [Orduların kıssası]’ ndan maksat da Peygamberlere karşı savaşan kâfirler topluluğunun haberi ki, bu haber, onların küfür ve sapıklıkta devamlarıdır. (Ruhu’l Beyan)
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْجُنُودِ [Orduların haberi sana geldi mi?] Bu soru, sorulan şeyin vuku bulduğunu anlatmak için sorulmuş bir sorudur. Yüce Allah'ın her istediğini yapıcı olduğunu ve yakalamasının şiddetini misal ile anlatmak ve düşmanlarına karşı Resulullah (sav)'a yardım vadetmek suretiyle teselli vermektir. الْجُنُودِۙ 'dan maksat, peygamberlere karşı toplanmış olan ordular, gruplardır. (Elmalılı)