وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الرَّجْعِۙ
وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الرَّجْعِۙ
وَ harf-i cer olup, kasem harfidir. وَالسَّمَٓاءِ car mecruru mahzuf fiile mütealliktir. Takdiri, أقسم (Yemin ederim) şeklindedir.
ذَاتِ kelimesi السَّمَٓاءِ ‘nin sıfatı olup kesra ile mecrurdur. Aynı zamanda muzâftır. الرَّجْعِۙ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.
Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.
Sıfat mevsûfuna: cinsiyet, adet, marifelik - nekrelik ve îrab bakımından uyar.
Sıfat iki kısma ayrılır: 1. Hakiki sıfat 2. Sebebi sıfat
Hakiki sıfat: 1- Müfred olan sıfatlar 2- Cümle olan sıfatlar olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Müfred olan sıfatlar: Müfred olan sıfatlar genellikle ism-i fail, ism-i mef’ûl, mübalağalı ism-i fail, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdil, masdar, ism-i mensub ve sayı isimleri şeklinde gelir.
Gayrı akil (akılsız çoğullar) mevsûf olarak geldiğinde sıfatını müfred müennes olarak da alır.
2. Cümle olan sıfatlar: 1- İsim cümlesi olan sıfatlar, 2- Fiil cümlesi olan sıfatlar, 3- Şibh-i cümle olan sıfatlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الرَّجْعِۙ
وَ , kasem harfidir. Ayette, îcâz-ı hazif sanatı vardır. Muksemun bih olan وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الرَّجْعِ car mecruru, takdiri اقسم (Yemin ederim) olan mahzuf fiile mütealliktir.
السَّمَٓاءِ için sıfat olan ذَاتِ الرَّجْعِ , mevsûfunun sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan tetmim ıtnâbı sanatıdır.
8. ayetteki ba’s manasındaki رَجْعِه۪ ile bu ayetteki yağmur manasındaki الرَّجْعِۙ arasında tam cinas vardır. (Âşûr)
Kasemin cevabı 13. ayette gelmiştir.
السَّمَٓاءِ ‘nin ذَاتِ الرَّجْعِۙ ile sıfatlanmasında istiare vardır. Canlılara mahsus sahip olma özelliği, semaya nispet edilmiş, böylece bir canlı yerine konmuştur. Aynı zamanda cümlede tecessüm sanatı vardır.
ذَاتِ الرَّجْعِ yağmur manasında hal-mahal alakasıyla mecaz-ı mürseldir.
[Yemin olsun o yağmurlu göğe.] رَّجْعِۙ , yağmur demektir. Yağmura رَّجْعِۙ (dönüş) denmesi, Arapların, bulutların suyu yeryüzündeki denizlerden alıp tekrar yere döndürdüğüne inanmalarından ötürüdür. Veya yağmurun yere dönmesmi arzu etmelerinden, yahut da Allahü teâlâ 'nın yaratıp ortaya çıkardıktan sonra göğü, kademe kademe eski haline döndüreceğinden böyle denmiştir. (Rûhu’l Beyân)
Zeccâc şöyle demektedir: "Buradaki الرَّجْعِۙ i kelimesiyle, tekrar tekrar geldiği için, yağmur kastedilmiştir." Bil ki, Zeccâc'ın ve diğer dilcilerin, الرَّجْعِۙ kelimesinin, ta baştan yağmur manasında vaz olunmuş bir isim olmadığı, tam aksine yağmura, mecazî olarak bu ismin verildiği hususu gayet açıktır. (Fahreddin er-Râzî)