Târık Sûresi 5. Ayet

فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ مِمَّ خُلِقَۜ  ...

Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَلْيَنْظُرِ bir baksın ن ظ ر
2 الْإِنْسَانُ insan ا ن س
3 مِمَّ neden
4 خُلِقَ yaratıldığına خ ل ق
 
Öldükten sonra dirilmeyi ve âhiret hayatını inkâr eden insanın, kendi yaratılışına bakarak ibret alması ve öldükten sonra yeniden dirilmeyi (ba‘s), dolayısıyla âhiret gerçeğini buna göre değerlendirmesi istenmektedir. “O su, bel ve göğüs kafesi arasından çıkar” diye çevirdiğimiz 7. âyeti müfessirlerin çoğunluğu, “erkeğin bel kemiği ile kadının kaburga kemiğinden çıkar” şeklinde yorumlamışlardır (Taberî, XXX, 92-93; İbn Kesîr, VIII, 396). Hz. Peygamber’in “Erkek ve kadından hangisinin suyu üstün gelirse çocuk ona benzer” (Müslim, “Hayz”, 33) anlamındaki hadisi de bu ikili işlevi ifade eder. Zira hadis çocuğun, eşlerin her ikisinin “suyunun” birleşmesinden yani sperm ile onun döllediği yumurtadan meydana geldiğini gösterir. Kur’an, buna “katışık (karışımlardan oluşan) meni” anlamında nutfetün emşâc (İnsan 76/2) demektedir. Biz 7. âyetin ilgili kısmını “bel ve göğüs kafesi” diye çevirmeyi uygun bulduk. Çünkü göğüs kafesi içinde akciğer ve kalp, bel kemiğinin (omurga) içinde ise omurilik vardır. Bu kemikler hem vücudun sınırlarını çizer gibidir hem de en hayatî organları içinde barındırmaktadır. Âyette bunlar zikredilerek insan vücudu kastedilmiş, meni ve yumurtanın erkek ve kadın vücudunda oluştuğuna, çocuğun da bunların birleşmesi sonucunda, varoluşunun ilk aşamasına girdiğine işaret edilmiştir (yaratılış safhaları için bk. Hac 22/5; Mü’minûn 23/12-14; Gāfir 40/67; Kıyâmet 75/36-39; Alak 96/1-2). 8. âyette insanı yukarıda anlatıldığı şekilde meniden yaratıp mükemmel bir varlık haline getiren yüce yaratıcının onu öldükten sonra diriltmeye de kadir olduğu vurgulu bir şekilde ifade edilmektedir. Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt :5 Sayfa: 597-598
 

فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ مِمَّ خُلِقَۜ


فَ  istînâfiyyedir. Fiil cümlesidir.  لْ , emir lam’ıdır. يَنْظُرِ  sukün üzere mebni emir fiildir. الْاِنْسَانُ  fail olup lafzen merfûdur.  مِمَّ  car mecruru  خُلِقَۜ  fiiline mütealliktir.

مِمَّ  cer harfi  مِنْ  ile istifham harfi  ما ‘nın bileşimi olan bu edatın anlamı, ‘neden?’ şeklindedir. Cer harfinden sonra istifham harfi geldiğinde elif hazf edilir. (Arap Dilinde Edatlar, Hasan Akdağ)   

مِمَّ خُلِقَ  cümlesi amili  يَنْظُرِ ‘un mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur. 

خُلِقَۜ  fetha üzere mebni meçhul mazi fiildir. Naib-i faili müstetir olup takdiri هو dir.
 

فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ مِمَّ خُلِقَۜ


فَ  istînâfiyye,  لْ  emr-i gaib harfidir. Ayet, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. 

Emir üslubunda olmasına rağmen cümle, gerçek manada emir değildir. Cümle vaz edildiği anlamdan çıkarak tenbih ve uyarı anlamına gelmesi nedeniyle mecaz-ı mürsel mürekkebdir.  

Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelam olan  مِمَّ خُلِقَۜ  cümlesi لْيَنْظُرِ  fiilinin iki mef’ûlu yerindedir. Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Bütün mamullerin cümledeki yeri, aslında amilinden sonra gelmesidir. Car mecrur  مِمَّ , sadaret hakkı sebebiyle, amili olan خُلِقَۜ ‘ya takdim edilmiştir.

Car mecrur  مِمَّ ’nin aslı  مِنْ - ما ’dır. Harf-i cerle birleştiğinde soru harfinden elif düşmüştür. 

خُلِقَ  fiili meçhul bina edilmiştir. Meçhul bina edilen fiillerde mef’ûle dikkat çekme kastı vardır. Çünkü malum bina edildiğinde mef’ûl olan kelime meçhul binada naib-i fail olur.

Kur’an-ı Kerim’de  tehdit, uyarı ve korkutma manası olan fiiller genellikle meçhul sıyga ile gelir. 

Meçhul bina, naib-i failin bu fiilde bir dahli olmadığına işaret eder. (Dr. Adil Ahmet Sâbir er-Ruveynî, Teemmülat fi Sûret-i İbrahim, s. 127)

İstifham,  مِن أيِّ شَيْءٍ خَلَقَهُ  şeklindeki Abese/8 ayetinde de olduğu gibi  bilinmesi gereken durumlarda tenbih ve uyarı olarak kullanılır. Burada da bu şekilde gelmiş mecaz-ı mürsel mürekkebdir. (Âşûr)

الْاِنْسَانُ  ile özellikle ba’sı inkar edenler kastedilmiştir.(Âşûr)

Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın. Mizanı, haşri ve neşri inkâr eden, cehalet ve unutma ile iç içe olan insan, neden yaratıldığını bir düşünsün de asla hayat kokusu koklamayan maddelerden kendisini yaratan Allah Teâlâ’nın onu tekrar diriltmeye kādir olduğunu, hatta akıl ölçüsüne göre daha kadir olduğunu anlasın ve ahiret günü için kendisine faydalı olacak şeyleri yapsın, kendisini uçuruma götürecek günahları meleğe yazdırmasın. (Rûhu’l Beyân)

مِمَّ خُلِقَ  [Neden yaratılmış?] lafzı bir sorudur. "Hangi şeyden yaratılmış" demektir. (Kurtubî)