Fecr Sûresi 25. Ayet

فَيَوْمَئِذٍ لَا يُعَذِّبُ عَذَابَهُٓ اَحَدٌۙ  ...

Artık o gün, Allah’ın edeceği azabı kimse edemez.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَيَوْمَئِذٍ o gün
2 لَا
3 يُعَذِّبُ azab edemez ع ذ ب
4 عَذَابَهُ O’nun yapacağı azabı ع ذ ب
5 أَحَدٌ hiç kimse ا ح د
 

Kıyamet sahnelerini tasvir eden bu âyetler, benlik iddiasına, mal-mülk sevdasına kapılarak Allah’a ve insanlara karşı sorumluluğunu unutan insana, hayatın geçiciliğini, kıyametin dehşetini, bunun ardından kendisini bekleyen, hak ettiği büyük cezayı ve sonuç vermeyecek pişmanlığı hatırlatmaktadır.

“Rabbin gelip melekler de saf saf dizildiğinde” diye çevirdiğimiz 22. âyeti, selef dediğimiz daha çok ilk dönem müfessirleri herhangi bir te’vile gitmeksizin âyetin lafzına bağlı kalarak anlamışlardır. Bu âlimler, hesap gününde Allah’ın geleceğine inanırlar, fakat “gelmek”ten maksadın ne olduğu bilgisini Allah’a bırakırlar. Halef denilen sonraki müfessirler ise tenzih ilkesinden hareket ederek âyeti, “Allah’ın gelmesinden maksat O’nun emrinin gelmesidir” şeklinde te’vil etmişlerdir. Buna göre âyetin meâli şöyle olmaktadır: “Rabbinin emri gelip melekler de saf saf dizildiğinde...” Allah’ın veya emrinin gelmesi ve meleklerin saf saf olması gayb âleminden olduğu için bunların mahiyeti hakkında bir şey söylemek mümkün değildir. Müminlerin görevi âhiret hayatına ve dünyada yaptıklarından dolayı orada Allah’ın huzurunda hesap vereceklerine iman etmek ve bu imanın gereklerini yerine getirmektir. 

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 621
 

فَيَوْمَئِذٍ لَا يُعَذِّبُ عَذَابَهُٓ اَحَدٌۙ


فَ  istînâfiyyedir.  يَوْمَئِذٍ  zaman zarfı  يُعَذِّبُ  fiiline mütealliktir.  يَوْمَ  zaman zarfı  إذ ’e muzaftır.  يَوْمَ  ref mahallinde fetha üzere mebnidir.  إذ  mukadder sükun ile mebni bir isimdir. Çünkü muzâfun ileyh olarak cer mahallindedir. Aldığı tenvin ise mahzuf bir cümleden avzdır. 

لَا  nefy harfi olup olumsuz manasındadır.  يُعَذِّبُ  damme ile merfû muzari fiildir.  عَذَابَهُ  masdardan naib mef’ûlu mutlak olup fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir  هُ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.  اَحَدٌ  fail olup lafzan merfûdur. 

يُعَذِّبُ  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi  عذب ’dir.

Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.

 

فَيَوْمَئِذٍ لَا يُعَذِّبُ عَذَابَهُٓ اَحَدٌۙ


فَ , istînâfiyyedir. Menfî muzari fiil sıygasındaki cümle, faide-i haber talebî kelamdır. 

Fiilin muzari sıygada gelmesi istimrar, teceddüt ve tecessüm ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi) 

Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Bütün mamullerin cümledeki yeri, aslında amilinden sonra gelmesidir.  لَا يُعَذِّبُ  fiiline müteallik olan  يَوْمَ  zaman zarfı, ihtimam için amiline takdim edilmiştir.

يَوْمَئِذٍ  kıyamet gününden kinayedir.

يَوْمَ  zaman zarfı  إذ ’e muzâftır.  يَوْمَئِذٍ ‘deki tenvin mahzuf bir cümleden ivazdır. Muzâfun ileyh cümlesinin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır.

Mef’ûl olan  عَذَابَهُٓ ‘nun, fail  اَحَدٌۙ ‘a takdimi ihtimam içindir. 

Mef’ûlu mutlaktan naib olarak masdar vezninde gelen  عَذَابَهُٓ , mübalağa ifade etmiştir.

عَذَابَهُٓ  kelimesi teşbih-i beliğ manasında çeşit bildiren mefulü mutlaktır. Yani onun azabı gibi bir azap demektir. (Âşûr)

Masdarlar bir fiilin ihtiva ettiği bütün manaları içerirler. Yani; ism-i fail ve ism-i mefûlu de ifade eder. 

Fail olan  اَحَدٌۙ ’deki tenvin kıllet ve nev ifade eder. Bilindiği gibi nefy siyakında nekre umum ve şümule işarettir.

عَذَابَ - يُعَذِّبُ  kelimeleri arasında cinas-ı iştikak ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.