وَيَحْلِفُونَ بِاللّٰهِ اِنَّهُمْ لَمِنْكُمْۜ وَمَا هُمْ مِنْكُمْ وَلٰكِنَّهُمْ قَوْمٌ يَفْرَقُونَ
وَيَحْلِفُونَ بِاللّٰهِ اِنَّهُمْ لَمِنْكُمْۜ وَمَا هُمْ مِنْكُمْ
Fiil cümlesidir. وَ istînâfiyyedir. يَحْلِفُونَ fiili, نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
بِاللّٰهِ car mecruru يَحْلِفُونَ fiiline müteallıktır.
اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.
هُمْ muttasıl zamiri, اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubtur.
لَ harfi اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır.
مِنْكُمْ car mecruru اِنَّ ’nin mahzuf haberine müteallıktır.
وَمَا هُمْ مِنْكُمْ cümlesi hal olarak mahallen mansubtur.
وَ haliyyedir. مَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. Munfasıl zamir هُمْ mübteda olarak mahallen merfûdur.
مِنْكُمْ car mecruru mübtedanın mahzuf haberine müteallıktır.
وَلٰكِنَّهُمْ قَوْمٌ يَفْرَقُونَ
وَ atıf harfidir. لٰكِنَّ istidrak harfidir. لٰكِنَّ harfi, اِنَّ gibi ismini nasb haberini ref eder. Bazı müfessirlere göre لٰكِنَّ de اِنَّ gibi cümleyi tekid eder.
Muttasıl zamir olan هُمْ harfi لٰكِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubtur. قَوْمٌ kelimesi لٰكِنَّ ’nin haberi olup lafzen merfûdur.
يَفْرَقُونَ fiili قَوْمٌ ’un sıfatı olarak mahallen merfûdur. يَفْرَقُونَ fiili, نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
Nekre isimden sonra gelen cümle veya şibh-i cümle sıfat olur. Marife isimden sonra gelen cümle veya şibh-i cümle hal olur. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَيَحْلِفُونَ بِاللّٰهِ اِنَّهُمْ لَمِنْكُمْۜ وَمَا هُمْ مِنْكُمْ
وَ istînâfiyyedir. Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Ayette mütekellimin Allah Teâlâ olması sebebiyle اللّٰهِ lafzında tecrîd sanatı vardır.
Faide-i haber inkâri kelam olan اِنَّهُمْ لَمِنْكُمْ cümlesi, mahzuf kasemin cevabıdır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. اِنَّ ’nin haberi mahzuftur.
Mahzuf kasem ve cevabından oluşan terkip, يَحْلِفُونَ ’nin failinden hal olan, mukadder söz için mekulü’l-kavldir.
حْلِفُ fiili Kur’an’da 13 kere geçmiş ve istisnasız hepsinde de bozulan yemin için kullanılmıştır. (Dr. Ayşe Abdurrahman bintu’ş Şâtî, İ’câzu’l Beyânî li’l Kur’an, s. 221)
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden bu ve benzeri cümleler, اِنَّ, isim cümlesi ve lam-ı muzahlaka sebebiyle üç katlı bir tekid ifade eden çok muhkem/sağlam cümlelerdir.
İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
وَمَا هُمْ مِنْكُمْ, sübut ifade eden menfi isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. مِنْكُمْ mahzuf habere müteallıktır.
اِنَّهُمْ لَمِنْكُمْ - وَمَا هُمْ مِنْكُمْ cümleleri arasında mukabele vardır.
وَلٰكِنَّهُمْ قَوْمٌ يَفْرَقُونَ
وَ atıftır. Cümle önceki hal cümlesine matuftur. İstidrak harfi لٰكِنَّ ’nin dahil olduğu isim cümlesi faide-i haber inkâri kelamdır.
لٰكِنَّ ’nin haberinin sıfatı olarak gelen يَفْرَقُونَ cümlesi muzari sıygada gelerek hudûs, teceddüt ve tecessüm ifade etmiştir. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde, muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
يَفْرَقُونَ ve يَحْلِفُونَ fiillerinin muzari fiille tercih edilmesi teceddüde ve bunun onların alışkanlığı olduğuna delalet etmek içindir. (Âşûr)