اِنَّ اِلٰى رَبِّكَ الرُّجْعٰىۜ
Alak sûresini Kur’an’ın ilk inen sûresi olarak kabul edenlere göre bu âyet de Kur’an’da âhiret hayatına dikkat çekmek üzere inmiş ilk âyet olup bir uyarı olarak dünya hayatının geçiciliğini, sonunda herkesin hesap için mutlaka Allah’ın huzuruna getirileceğini, bu sebeple azgınlık ve taşkınlıklardan sakınılması ve âhiret hayatı için hazırlık yapılması gerektiğini hatırlatmaktadır. Daha sonra inen birçok âyette âhiret hayatının varlığı kesin ve net bir şekilde açıklanarak iman esaslarından biri olduğu ortaya konmuş, dünyada yapılan iyi veya kötü işlerin orada hesabının sorulup karşılığının verileceği, iyilerin ödüllendirileceği, kötülerin ise cezalandırılacağı haber verilmiştir (bk. Bakara 2/177; Nisâ 4/136). Bütün bunlar ise ilk muhataplara ve bütün insanlığa yapıp ettiklerinden hesaba çekileceklerini, hesabını verebilecekleri bir hayat sürdürmeleri gerektiğini anlatır.
Bizim tercih ettiğimiz meâle göre 8. âyet, önceki iki âyetle bağlantılı olup, elindekini kendine ait sanan, Allah’ın gerçek sahip ve mâlik olduğu bilincinden yoksun bulunan, bu yüzden böbürlenen, azıp sapan insana karşı bir uyarıdır.
اِنَّ اِلٰى رَبِّكَ الرُّجْعٰىۜ
İsim cümlesidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder. اِلٰى رَبِّكَ car mecruru اِنَّ ‘nin mahzuf mukaddem haberine mütealliktir.
الرُّجْعٰى kelimesi اِنَّ ‘nin muahhar ismi olup elif üzere mukadder fetha ile mansubdur. الرُّجْعٰىۜ maksur isimdir. Maksur isimler: Sondan bir önceki harfi fethalı olup son harfi (ى) olan isimlere “maksur isimler” denir. Maksur isimler genellikle (ى) ile biter. Fakat çok az olarak (ا) ile biten maksur isimler de vardır. Maksur isimlerin sonunda yer alan bu harflere “elif-i maksure” denir. اَلْفَتَى – اَلْعَصَا gibi…
Maksur isimlerin irab durumu şöyledir: Merfu halinde takdiri damme ile, mansub halinde takdiri fetha ile, mecrur halinde takdiri kesra ile irab edilir. Yani maksur isimler merfu, mansub, mecrur hallerinde hep takdiri olarak (takdiren) irab edilir.
Maksur isimlerin marife halinde sonundaki elif-i maksure kelimenin kök harflerinden biriyse (yani kelimenin üçlü kökünün üçüncü harfini oluşturuyorsa) de veya kök harflerinden biri değilse de bütün irab halleri takdiren olur.(Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اِنَّ اِلٰى رَبِّكَ الرُّجْعٰىۜ
Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Cümle اِنَّ ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi faide-i haber inkâri kelamdır.
İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Cümlede takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır. Car mecrur اِلٰى رَبِّكَ , tekid harfi اِنَّ ‘nin mahzuf mukaddem haberine mütealliktir. الرُّجْعٰى kelimesi, اِنَّ ’nin muahhar ismidir.
Ayetteki takdim, ihtimam içindir. (Âşûr)
Veciz ifade kastına matuf رَبِّكَ izafetinde, Hz. Peygamber’e ait zamirin Rabb ismine muzâfun ileyh olması Peygamberimize tazim teşrif ve destek içindir.
Ayette mütekellim Allah Teâlâ’dır. Dolayısıyla Rabb isminde tecrîd sanatı vardır.
Ayette gâib sıygadan muhatap sıygaya iltifat sanatı vardır. Aslında رَبِّهِ şeklinde gelmesi gerekirdi.
Bu ayet, insanı tehdit etmek ve tuğyanın neticesinden sakındırmak için iltifat üslubuyla, insana yönelik bir sözdür. (Fahreddin er-Râzî)
Müsnedün ileyh الرُّجْعٰىۜ , bütün türlere şamil masdar vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir.
Aslında herkesin dönüşü Allah’adır. Ama burada müstağni olan azgınlar söylenmiştir. Dolayısıyla tağlîb sanatı vardır. Ta’rîz de düşünülebilir.
Burada hem azgınlara tehdit hem de Peygamber Efendimiz’e talim ve tespit manası olduğu için idmâc sanatı vardır.
الرُّجْعٰىۜ kelimesi mecazî manada kullanılmıştır. Allah’a dönme ihtiyacı içinde olduğunu ifade eder. اِنَّ ’nin haberinin tekidi de ta’rizî manaya uygundur. Azgınların çoğu bu hakikati inkâr eden menziline konulmuştur.
[Gerçekten dönüş yalnız Rabbinedir] ifadesinde hitap iltifat (gaibden hitaba geçmek) ile insanadır. Bu da taşkınlığın sonucundan tehdit etmek ve sakındırmak içindir. الرُّجْعٰىۜ kelimesi بُشْرَى gibi masdardır. (Beyzâvî - Keşşâf - Elmalılı - Âşûr)