ف۪يهَا كُتُبٌ قَيِّمَةٌۜ
ف۪يهَا كُتُبٌ قَيِّمَةٌۜ
ف۪يهَا كُتُبٌ قَيِّمَةٌۜ cümlesi صُحُفاً ‘nin ikinci sıfatı olarak mahallen mansubdur.
İsim cümlesidir. ف۪يهَا car mecruru mahzuf mukaddem habere mütealliktir. كُتُبٌ muahhar mübteda olup lafzen merfûdur. قَيِّمَةٌ kelimesi كُتُبٌ ‘nün sıfatı olup damme ile merfûdur.
Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.
Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.
Sıfat mevsûfuna: cinsiyet, adet, marifelik - nekrelik ve îrab bakımından uyar.
Sıfat iki kısma ayrılır: 1. Hakiki sıfat 2. Sebebi sıfat
Hakiki sıfat: 1- Müfred olan sıfatlar 2- Cümle olan sıfatlar olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Müfred olan sıfatlar: Müfred olan sıfatlar genellikle ism-i fail, ism-i mef’ûl, mübalağalı ism-i fail, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdil, masdar, ism-i mensub ve sayı isimleri şeklinde gelir.
Gayrı akil (akılsız çoğullar) mevsûf olarak geldiğinde sıfatını müfred müennes olarak da alır.
2. Cümle olan sıfatlar: 1- İsim cümlesi olan sıfatlar, 2- Fiil cümlesi olan sıfatlar, 3- Şibh-i cümle olan sıfatlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
ف۪يهَا كُتُبٌ قَيِّمَةٌۜ
Ayet fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi kemali ittisâldır. Cümle, önceki ayetteki صُحُفاً için ikinci sıfattır. Sıfat, tabi olduğu kelimenin sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.
Sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. Cümlede, takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır.
ف۪يهَا , mahzuf mukaddem habere mütealliktir. كُتُبٌ قَيِّمَةٌۜ , muahhar mübtedadır.
Müsnedün ileyh olan كُتُبٌ kelimesinin nekre gelmesi tazim, kesret ve nev içindir.
قَيِّمَةٌ kelimesi, كُتُبٌ için sıfatıdır. Sıfat, tabi olduğu kelimenin sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.
Kitap, قَيِّمَةٌۜ ile sıfatlanarak kişileştirilmiştir. Kitabın, şahsa mahsus bir özellikle tavsif edilmesi, azametini artırmaktadır. Bu ifadede tecessüm ve istiare sanatları vardır.
O sayfalarda, en doğru hükümler vardır; onlardadır bütün kıymetli kitaplar, yani doğru sabit kitaplar, bozulmaz, devamlı hak yazıları o temiz sayfaların içindedir. Ki bunlar işte o "oku" diye okunması emrolunan Kur'an sayfaları, Kur'an sureleridir. O kâfirler, böyle temiz sayfalar okuyacak bir Allah Resulü gelinceye kadar bulundukları hal ve vaziyetten, din ve inançtan ayrılacak değillerdi. Öyle bir beyyine gelmedikçe tamamen hak ve tevhid dinini bilip de yerleşecek ve hallerini değiştirecek bir durumda bulunmuyorlardı ve bunda özürlü olabilirlerdi. (Elmalılı)
القَيِّمَةُ : İstikamette dosdoğru olan demektir. Yani güçlü duruştur. Burada kemâl ve doğruluk manasında mecaz olmuştur. Aklî bir şey, hissî bir şeye benzetilmiştir. Bir işi yapan faydalı bir işi için hazırlık yapana benzetilmiştir. (Âşûr)