Yunus Sûresi 41. Ayet

وَاِنْ كَذَّبُوكَ فَقُلْ ل۪ي عَمَل۪ي وَلَكُمْ عَمَلُكُمْۚ اَنْتُمْ بَر۪ٓيؤُ۫نَ مِمَّٓا اَعْمَلُ وَاَنَا۬ بَر۪ٓيءٌ مِمَّا تَعْمَلُونَ  ...

Eğer onlar seni yalanlarlarsa, de ki: “Benim işim bana aittir; sizin işiniz de size. Siz benim yaptığımdan uzaksınız; ben de sizin yapmakta olduğunuz şeylerden uzağım (sorumlu değilim).”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَإِنْ ve eğer
2 كَذَّبُوكَ seni yalanlarlarsa ك ذ ب
3 فَقُلْ de ki ق و ل
4 لِي banadır
5 عَمَلِي benim yaptığım ع م ل
6 وَلَكُمْ ve sizedir
7 عَمَلُكُمْ sizin yaptığınız ع م ل
8 أَنْتُمْ siz
9 بَرِيئُونَ uzaksınız ب ر ا
10 مِمَّا -dan
11 أَعْمَلُ benim yaptığım- ع م ل
12 وَأَنَا ve ben de
13 بَرِيءٌ uzağım ب ر ا
14 مِمَّا -dan
15 تَعْمَلُونَ sizin yaptıklarınız- ع م ل
 
Peygamber’in dinle ilgili sorumluluğunun, Allah’ın hükümlerini insanlara duyurup bu hususta onları yeteri kadar aydınlatmaktan ibaret olduğunu bildiren âyet, sorumluluğun ferdîliği ilkesini ifade etmesi bakımından da özel bir önem taşımaktadır. Bu âyetin, cihadı emreden âyetlerle neshedildiğini söyleyenler olmuşsa da Râzî’ye göre (XVII, 100) bu görüş isabetli değildir. Çünkü nesihten söz edilebilmesi için nesheden nassın, nesh edilendeki hükmü kaldırması gerekir. Halbuki bu âyet için böyle bir durum söz konusu değildir; zira burada herkesin eyleminin kendisini bağladığı ve ister mükâfat ister ceza şeklinde olsun, sonucunun da kendisine ait olacağı bildirilmektedir. Bu ilkenin mevcudiyeti savaşa karşı olmayı gerektirmez; savaş âyeti de bu ilkeyi ilga etmiş değildir.

Kaynak :Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 106
 

وَاِنْ كَذَّبُوكَ فَقُلْ ل۪ي عَمَل۪ي وَلَكُمْ عَمَلُكُمْۚ 

 

وَ  atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ile matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

اِنْ  şart harfi iki muzari fiili cezm eder.  كَذَّبُوكَ  şart fiili olup damme üzere mebni mazi fiildir. Mahallen meczumdur. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olarak mahallen merfûdur. 

Muttasıl zamir  كَ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur 

فَ  şartın cevabının başına gelen rabıta harfidir.  قُلْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  انت ’dir.

Mekulü’l-kavli,  ل۪ي عَمَل۪ي ’dir.  قُلْ  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur. 

ل۪ي  car mecruru mahzuf mukaddem habere müteallıktır. عَمَل۪ي  muahhar mübteda olup mukadder damme ile merfûdur. Muttasıl zamir  ي  muzafun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

وَ  atıf harfidir. 

لَكُمْ  car mecruru mahzuf mukaddem habere müteallıktır.  عَمَلُكُمْ  muahhar mübteda olup mukadder damme ile merfûdur.

Muttasıl zamir  كُمْ  muzafun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

كَذَّبُوكَ  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Tef’il babındadır. Sülâsîsi  كذب ’dir.

Bu bab, fiile çokluk (fiilin, failin veya mef'ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlu herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar. Tef’il babının en yaygın anlamı teksirdir.


 اَنْتُمْ بَر۪ٓيؤُ۫نَ مِمَّٓا اَعْمَلُ وَاَنَا۬ بَر۪ٓيءٌ مِمَّا تَعْمَلُونَ

 

İsim cümlesidir. Munfasıl zamir  اَنْتُمْ  mübteda olarak  mahallen merfûdur. 

بَر۪ٓيؤُ۫نَ  mübtedanın haberi olup ref alameti و ’dır. Cemi müzekker kelimeler harfle îrablanırlar. 

مَٓا  ve masdar-ı müevvel,  مِنْ  harfiyle birlikte  بَر۪ٓيؤُ۫نَ ’ye müteallıktır.

اَعْمَلُ  merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri  انا ’dir.

وَ  atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

Munfasıl zamir  اَنَا۬  mübteda olup mahallen merfûdur.  بَر۪ٓيءٌ  mübtedanın haberi olarak lafzen merfûdur.

مَا  müşterek ism-i mevsûlu,  مِنْ  harf-i ceriyle birlikte  بَر۪ٓيءٌ ’e müteallıktır. İsm-i mevsûlun sılası  تَعْمَلُونَ ’dir. Îrabtan mahalli yoktur. 

تَعْمَلُونَ  fiili,  نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur.

بَر۪ٓيؤُ۫نَ  sıfat-ı müşebbehe kalıbındandır.

Sıfat-ı müşebbehe; Benzeyen sıfat demektir. İsmi faile benzediği için bu adı almıştır. İsm-i failin ifade ettiği anlam geçici olduğu halde, sıfat-ı müşebbehenin ifade ettiği anlam kalıcıdır. İsm-i fail değişen ve yenilenen vasfa delalet eder. Sıfat-ı müşebbehe sürekli ve sabit vasfa delalet eder. Bu süreklilik ve sabitlik az veya çok, bazen de sonsuza kadar devam eder. Geniş zamana delalet eder. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَاِنْ كَذَّبُوكَ فَقُلْ ل۪ي عَمَل۪ي وَلَكُمْ عَمَلُكُمْۚ 

 

Ayet önceki ayetteki …وَمِنْهُمْ مَنْ  cümlesine matuftur.

Cümle, şart üslubunda talebî inşâî isnaddır. Şart cümlesi olan  كَذَّبُوكَ  müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

كَذَّبُوكَ  fiili istimrar manasındadır. Yani bu hüccetten sonra da hala yalanlamaya devam ederlerse, demektir. (Âşûr, Enam Suresi 147) Yani mazi fiil muzari fiil manasında kullanılmıştır. Bu durumda mecaz-ı mürsel mürekkeb vardır. 

فَ  karinesiyle gelen cevap cümlesi, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.

Cevap cümlesinde mekulü’l-kavl, isme isnad edilmiş isim cümlesi formunda gelerek olayın vukuunun kesinliğine işaret etmiştir.

Sübut ifade eden isim cümlesinde takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır.  ل۪ي mahzuf mukaddem habere müteallıktır.  عَمَل۪ي  muahhar mübtedadır.

Aynı üslupla gelen  وَلَكُمْ عَمَلُكُمْۚ, makabline matuftur. Atıf sebebi tezattır.

ل۪ي عَمَل۪ي وَلَكُمْ عَمَلُكُمْ  cümleleri arasında mukabele sanatı vardır.


 اَنْتُمْ بَر۪ٓيؤُ۫نَ مِمَّٓا اَعْمَلُ وَاَنَا۬ بَر۪ٓيءٌ مِمَّا تَعْمَلُونَ

 

İstînâfiyye olarak fasılla gelen cümle, mekulü’l-kavle dahildir.

Sübut ifade eden isim cümlesinde mecrur mahaldeki müşterek ism-i mevsûl  مَّٓا بَر۪ٓيؤُ۫نَ ’ye müteallıktır. Sılası  اَعْمَلُ, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Aynı üslupla gelen  وَاَنَا۬ بَر۪ٓيءٌ مِمَّا تَعْمَلُونَ, makabline matuftur. Atıf sebebi tezattır.

Hz. Peygamberin sözünde muhataplarının amellerini ifade eden fiilin muzari sıygasında gelmesi, gelecekte de yapacaklarından berî olduğunu vurgular. 

اَنْتُمْ بَر۪ٓيؤُ۫نَ مِمَّٓا اَعْمَلُ cümlesiyle وَاَنَا۬ بَر۪ٓيءٌ مِمَّا تَعْمَلُونَ  cümlesi arasında mukabele vardır.

عَمَلُ - اَعْمَلُ - تَعْمَلُونَ  ve  بَر۪ٓيؤُ۫نَ - بَر۪ٓيءٌ  kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır. 

عَمَلُ  ve  مِمَّا  kelimelerinin tekrarında reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır.