Yusuf Sûresi 28. Ayet

فَلَمَّا رَاٰ قَم۪يصَهُ قُدَّ مِنْ دُبُرٍ قَالَ اِنَّهُ مِنْ كَيْدِكُنَّۜ اِنَّ كَيْدَكُنَّ عَظ۪يمٌ  ...

Kadının kocası Yûsuf’un gömleğinin arkadan yırtıldığını görünce, dedi ki: “Şüphesiz bu, siz kadınların tuzağıdır. Şüphesiz sizin tuzağınız çok büyüktür.”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَلَمَّا ne zaman ki
2 رَأَىٰ gördüler ر ا ي
3 قَمِيصَهُ gömleğinin ق م ص
4 قُدَّ yırtıldığını ق د د
5 مِنْ
6 دُبُرٍ arkadan د ب ر
7 قَالَ (kadına) dedi ki ق و ل
8 إِنَّهُ şüphesiz bu
9 مِنْ
10 كَيْدِكُنَّ sizin hilenizdir ك ي د
11 إِنَّ gerçekten
12 كَيْدَكُنَّ sizin hileniz ك ي د
13 عَظِيمٌ büyüktür ع ظ م
 
Aziz, gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu görünce, bunun kadının bir tuzağı olduğunu anladı ve kadınların tuzağının yaman olduğunu vurguladıktan sonra, Yûsuf’a olayı gizli tutmasını ve unutmasını, karısına da günahından tövbe etmesini emretti. Aziz’in, “Sen de günahının affını dile; çünkü sen günahkârlardan oldun” meâlindeki ifadesi, Mısır halkının, putperest olmakla birlikte Allah inancına sahip olduklarını ve bu tür fiillerin günah kabul edildiğini göstermektedir.

Kaynak :Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 227
 

فَلَمَّا رَاٰ قَم۪يصَهُ قُدَّ مِنْ دُبُرٍ قَالَ اِنَّهُ مِنْ كَيْدِكُنَّۜ 

 

فَ  atıf harfidir.  لَمَّٓا  kelimesi  حين (...dığı zaman) manasında şart anlamı taşıyan zaman zarfıdır. Cümleye muzâf olur

رَاٰ قَم۪يصَهُ  ile başlayan fiil cümlesi muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

رَاٰ  elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri  هو dir.

قَم۪يصَ  mefûlun bih olup fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir  هُ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

قُدَّ مِنْ دُبُرٍ   cümlesi  قَدْ  takdiriyle hal olarak mahallen mansubdur.

قُدَّ  fetha üzere mebni, meçhul mazi fiildir. Naib-i faili müstetir olup takdiri  هو dir.

مِنْ دُبُرٍ  car mecruru  قُدَّ  fiiline müteallıktır.

Şartın cevabı  قَالَ dir.

قَالَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri  هو dir.

Mekulü’l-kavli,  اِنَّهُ مِنْ كَيْدِكُنَّ dir.  قَالَ  fiilinin mefûlun bihi olarak mahallen mansubdur.

İsim cümlesidir.  اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.

هُ  muttasıl zamiri,  اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.

مِنْ كَيْدِكُنَّ  car mecruru  اِنَّ nin mahzuf  haberine müteallıktır. Muttasıl zamir  كُنَّ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.  


 اِنَّ كَيْدَكُنَّ عَظ۪يمٌ

 

İsim cümlesidir.  اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.

كَيْدَكُنَّ  kelimesi  اِنَّ nin ismi olup lafzen mansubdur. Muttasıl zamir  كُنَّ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. 

عَظ۪يمٌ  kelimesi  اِنَّ nin haberi olup lafzen merfûdur.
 

فَلَمَّا رَاٰ قَم۪يصَهُ قُدَّ مِنْ دُبُرٍ قَالَ اِنَّهُ مِنْ كَيْدِكُنَّۜ 

 

Ayet,  فَ  ile öncesine atfedilmiştir. Ayetin ilk cümlesi şart üslubunda, faide-i haber inkârî kelamdır. Şart cümlesi aynı zamanda muzâfun ileyh olan  رَاٰ قَم۪يصَهُ  cümlesidir ve müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

قُدَّ مِنْ دُبُرٍ  cümlesi haldir. Hal, anlamı zenginleştiren ıtnâb sanatıdır. 

Cevap cümlesi olan  قَالَ اِنَّهُ مِنْ كَيْدِكُنَّ , müspet mazi fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelamdır.

قَالَ  fiilinin mekulü’l-kavli olan  اِنَّهُ مِنْ كَيْدِكُنَّ  cümlesi,  اِنَّ  ile tekid edilmiş isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. 

İsim cümleleri sübut ifade eder. Asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır.  مِنْ كَيْدِكُنَّ  car mecruru  اِنَّ ’nin mahzuf haberine müteallıktır.

الكَيْدُ  bir amacı gerçekleştirmek için istenilmeyen bir şeyi yapmaktır. (Âşûr)

كَيْدِكُنَّ  lafzında irsâd sanatı vardır.


 اِنَّ كَيْدَكُنَّ عَظ۪يمٌ

 

Ta’lil hükmündeki cümle fasılla gelmiştir. Şibh-i kemâli ittisâldir.  إِنَّ  ile tekid edilmiş, isme isnad olan bu haber cümlesi sübut ifade eder. Faide-i haber inkârî kelamdır. Ta’lil cümleleri ıtnâb babındandır.

Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden,  اِنَّ  ve isim cümlesi olmak üzere iki tekid içeren bu ve benzeri cümleler çok muhkem/sağlam cümlelerdir. İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Müsnedün ileyhin izafet formunda gelmesi veciz ifade içindir.

اِنَّ كَيْدَكُنَّ عَظ۪يمٌ  cümlesi mezheb-i kelamî sanatı üslubuyla önceki cümledeki anlama delil getirmiştir.

كَيْدَكُنَّ - كَيْدِكُنَّ  kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.