سَرَاب۪يلُهُمْ مِنْ قَطِرَانٍ وَتَغْشٰى وُجُوهَهُمُ النَّارُۙ
سَرَاب۪يلُهُمْ مِنْ قَطِرَانٍ وَتَغْشٰى وُجُوهَهُمُ النَّارُۙ
Cümle الْمُجْرِم۪ينَ ‘nin hali olarak mahallen mansubdur.
سَرَاب۪يلُهُمْ mübteda olup lafzen merfûdur. Muttasıl zamir هُمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
مِنْ قَطِرَانٍ car mecruru mübtedanın mahzuf haberine müteallıktır.
وَتَغْشٰى وُجُوهَهُمُ النَّارُ cümlesi atıf harfi وَ ‘la hal cümlesine matuf olup mahallen mansubdur.
تَغْشٰى elif üzere mukadder damme ile merfû muzari fiildir.
وُجُوهَهُمُ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir هُمُ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
النَّارُ fail olup lafzen merfûdur.
سَرَاب۪يلُهُمْ مِنْ قَطِرَانٍ وَتَغْشٰى وُجُوهَهُمُ النَّارُۙ
Cümle الْمُجْرِم۪ينَ ‘nin halidir. Hal cümleleri anlamı zenginleştiren ıtnâb sanatıdır.
Mübteda ve haberden oluşmuş, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Müsnedün ileyhin izafetle marife olması veciz ifade kastına matuftur.
Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. مِنْ قَطِرَانٍ mahzuf habere müteallıktır.
Hal cümlesine matuf olan تَغْشٰى وُجُوهَهُمُ النَّارُ cümlesi, müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber inkârî kelamdır. Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Mef’ûl, faile takdim edilmiştir.
مِنْ edatı sınırlama ilişkisi kurar. Bu edatın temel anlamı ibtidâu’l-gâyedir.Yani bir eylemin başlangıç yerini ve zamanını bildirir.
Müberred, İbnu’s-Serrâc, Ahfeş ve Süheylî gibi dilciler مِنْ ‘in, ibtidâu’l-gaye için olduğunu belirtmişlerdir. Teb‘îz ve beyan gibi diğer anlamlar ise bu anlama tabidir. Kısacası مِنْ edatı ibtidâu’l-gaye anlamını hiçbir zaman yitirmez. Teb‘îz, beyan ve taʻlil gibi anlamları ise karineler yardımıyla bilinir. (Arap Dilinde Edatların Metinde Kurduğu Anlamsal İlişkiler (Doktora Tezi) Abdullah Hacıbekiroğlu)
مِنْ قَطِرَانٍ ibaresindeki مِنْ harf-i ceri gerçek manası dışında kullanılmıştır. Bu sebeple ibarede istiare vardır.
سَرَاب۪يلُهُمْ - تَغْشٰى kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr vardır.
وُجُوهَهُمُ النَّارُ ifadesinde mef’ûl, faile takdim edilmiştir. النَّارُ kelimesinin fail olduğu halde mef’ûlden sonraya alınması, sonrasındaki ayetlerle uyum içinde olması içindir. Zira sonrasında, اِنَّ اللّٰهَ سَر۪يعُ الْحِسَابِ [Şüphesiz Allah, (cc) hesabı çabuk görendir] ayeti vardır. Öncesiyle de daha fazla benzeşmektedir. Zira öncesinde de وَتَرَى الْمُجْرِم۪ينَ يَوْمَئِذٍ مُقَرَّن۪ينَ فِي الْاَصْفَادِۚ ‘[O gün, suçluları zincirlere vurulmuş olarak görürsün.] (Ahmet Tekin, Kur’ân’ı Kerim’de Takdim-Tehir Ve Anlam Üzerindeki Etkisi)