وَالْاَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَاَلْقَيْنَا ف۪يهَا رَوَاسِيَ وَاَنْبَتْنَا ف۪يهَا مِنْ كُلِّ شَيْءٍ مَوْزُونٍ
وَالْاَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَاَلْقَيْنَا ف۪يهَا رَوَاسِيَ وَاَنْبَتْنَا ف۪يهَا مِنْ كُلِّ شَيْءٍ مَوْزُونٍ
وَ atıf harfidir. الْاَرْضَ mahzuf fiilin mef’ûlu bihi olarak fetha ile mansubdur. Takdiri , مددنا (uzattık, yaydık) şeklindedir.
مَدَدْنَاهَا sükun üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir نَا fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir هَا mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
اَلْقَيْنَا ف۪يهَا رَوَاسِيَ cümlesi fiili atıf harfi وَ ‘la مَدَدْنَا ‘ya matuftur.
اَلْقَيْنَا sükun üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir نَا fail olup mahallen merfûdur.
ف۪يهَا car mecruru اَلْقَيْنَا fiiline müteallıktır. رَوَاسِيَ mef’ûlun bihi olup fetha ile mansubdur.
اَنْبَتْنَا ف۪يهَا مِنْ كُلِّ شَيْءٍ cümlesi atıf harfi وَ ‘la اَلْقَيْنَا ‘ya matuftur.
اَنْبَتْ sükun üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir نَا fail olup mahallen merfûdur.
ف۪يهَا car mecruru اَنْبَتْنَا fiiline müteallıktır. مِنْ كُلِّ car mecruru mukadder cümle için sıfattır. Takdiri; أنواعا من كلّ شيء (Her şeyden çeşitler) şeklindedir.
شَيْءٍ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. مَوْزُونٍ kelimesi شَيْءٍ ‘in sıfatı olup kesra ile mecrurdur.
مَوْزُونٍ kelimesi sülasi mücerredi وزن olan fiilin ism-i mef’ûludür.
وَالْاَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَاَلْقَيْنَا ف۪يهَا رَوَاسِيَ وَاَنْبَتْنَا ف۪يهَا مِنْ كُلِّ شَيْءٍ مَوْزُونٍ
Ayet وَ ‘la 16.ayetteki … جعلنا cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. الْاَرْضَ , iştigal olmak üzere mansubdur. Takdiri مَدَدْنَا [Uzattık, yaydık.] olan mahzuf fiilin mef’ûlüdür.
Cümle mahzufla birlikte, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mef’ûl fiilden önce gelir ve fiilin sonunda da bu mef’ûle ait bir zamir bulunursa buna iştigal denir. (M.Meral Çörtü, Nahiv, s.282)
Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelam olan مَدَدْنَاهَا cümlesi, tefsiriyye olarak fasılla gelmiştir.
Aynı üsluptaki وَاَلْقَيْنَا ف۪يهَا رَوَاسِيَ ve وَاَنْبَتْنَا ف۪يهَا مِنْ كُلِّ شَيْءٍ مَوْزُونٍ cümleleri hükümde ortaklık nedeniyle makabline atfedilmiştir.
Ayette cümleler mazi fiil sıygasında gelerek hudûs, sebat, temekkün ve istikrar ifade etmiştir. (Vakafat, S.107)
شَيْءٍ ’deki tenvin, kesret ve nev ifade eder.
مَوْزُونٍ kelimesi, mecazî anlamda kullanılmıştır. Hikmetin gerektirdiği miktar anlamındadır. (Mahmud Sâfî)
مَوْزُونٍ - كُلِّ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
رَوَاسِيَ , sabit dağlar demek olup, müfredi راسي ‘dir. Bunun cemisi, راسية ; cem’ül-cem’i (cemisinin cemisi) ise رواسى ‘dir. (Fahreddin er-Râzî)
مَوْزُونٍ ; güzel ve mütenasip (orantılı) demektir ki, كلام موزون (ölçülü söz) deyiminden gelir ya da ağırlığı olan ve takdir edilen demektir ya da nimet ve menfaat çeşitleri arasında tartısı olan demektir. (Beyzâvî)
الْاَرْضَ - رَوَاسِيَ kelimeleri arasında ise mürâât-ı nazîr sanatı vardır.